ZİBİDİ(*)
Sabah kanalların birinde rastladım zibidinin birine. Muhteşem Süleyman kılığına girmiş kendince. Yanında Hürrem’i! Kendisini dizideki Süleyman’a başarıyla benzetmiş. Ecdadıyla gurur duyan bir yurttaşımız deyip geçemedim. Sayısız insanımız bu kervana katılmış durumda. Pek çoğunun farkı henüz işi zibidiliğe vardırmamış olmaları.
Tarihimiz her şeyiyle bizim. Yapmamız gereken (bugüne değin pek de yapamadığımız) tarihimizdeki olguları yanlı yorum ve öznel yargıdan kurtarmak olmalı.
Ecdadıyla (büyüklerinin de doldurması sonucu) şişinen zibidi (daha doğrusu zavallı) yurttaşımız öykündüğü “Muhteşem” namlı ecdadının koca imparatorluğu yıkan ilk adımın sahibi olduğunu bilse böyle yapar mıydı? Kapitülasyon muhteşemi Süleyman Osmanlı’nın sonuna giden yolun başındaki kişidir. Buyurun övünç duyun! Avrupa’da diri diri yakılmak, giyotine kellesini vermek ve aforoz edilmek pahasına kutsal kitapları kendi dillerine çevirenler, dünyayı evrenin merkezi olmaktan çıkartanlar ve insan ayrıcalıklı varlık değildir diyebilenler kendilerini gösterirken Osmanlı’yı karanlığa tutsak edenler ne kadar muhteşemdi?
Kapitülasyonlarla başlayan zavallılaşma sürecinin Düyunu Umumiye’ye evrilmesi de şaşırtıcı sayılmaz. Bugünün IMF ya da Dünya Bankası eşdeğeri Düyunu Umumiye binası İstanbul’da varlığını sürdürmekte. Rezaletin anıtıdır.
Tanzimat ve Islahat bu geri kalmışlık okyanusunda çırpıntıya benzetilebilir. Bu dönemde bile İstanbul’da uçan kuşa borç takıp damatlarına saray yaptıran, haremlerine giysi ve takı parası akıtan karanlık anlayış da sahiplenilecek midir diye ilgiyle ve sabırla bekliyorum.
Sağ olsun NTV Tarih dergisi. Yazınca öğrenmiş olduk. Türkiye’yi sarıp sarmalayan darbelerle yüzleşme histerisine tarihten yapraklarla katkıda bulunmuş. Öğrendik ve mutlu olduk! Bizim ileri adımlar olarak bildiğimiz I ve II Meşrutiyet de dönemlerinin darbeleriymiş meğer. İyi ki okuduk! Yoksa “darbedar” olarak kendimizi kötü yoldan kurtaramayacaktık.
Osmanlı tarihini bilinçsizce yüceltme ve olumsuzluklardan arındırma heveslilerine boğdurulan oğulları, çocuk yaşta tahta çıkartılıp kuklalaştırılan sultanları anımsatıp da üzmeyelim kimseleri.
Şunu sormadan geçmeyelim!
Ülke işgal altında ve yabancı çizmeler altında ezilmekteyken İngiliz zırhlısı Malaya’ya binip de İngiliz korumasını seçecek kadar alçalan son sultanın yaptıklarını da sahiplenip; onda da övünülecek bir şeyler bulurlarsa pes diyeceğim!
Pes demekle yetinmeyip övgülerimi ve saygılarımı sunacağım kendilerine!
Televizyona görüntüsü yansıyan zibidiye gelince, belki o bir zavallıdır ama aptallaştırılmış toplumun kristalize hali olduğu da kesindir!
Ceyhun BALCI, 09.01.2013
(*) zibidi
sf. 1. Gülünç olacak derecede kısa ve dar giyinmiş olan. 2. a. Yersiz ve zamansız davranışları olan kimse: “Nereden bulmuştu bu zibidiyi?” -A. Kutlu.
Güncel Türkçe Sözlük (TDK)

Posted in

Yorum bırakın