ULUSAL DEVLETİN YIKIMI VE SOL TAVIR
Günümüz “başka bir dünya mümkün” diyen iyilerle “bizim dediğimiz olacak” diyen sömürgeci kötülerin çelişmesine sahne olmakta. Kestirmeden söyleyecek olursak zalim mazlûm çatışmasıdır yaşanan! Bu çatışmada “ulus devlet” anahtar yapıdır.
Bu çelişmede emperyalistin ulus devlet karşıtlığına anlam vermek zor değildir. Ama, onun karşısında durması gerekenlerin duyarsızlığı ve yanlış duruşu irdelenmeye değerdir.
Tümüyle değilse de belirli bir bölümüyle sol da şaşkın ve yanlış bir duruş içindedir. Olan biteni çözümlemeksizin kuramsal bataklıklarda patinaj yapan solun bir kesimi “ulus devlet savunuculuğu” tutumuna şovenizm, kör milliyetçilik ve gericilik yaftasını yapıştırmakta ikileme düşmemektedir. Romantik sol olarak da tanımlanabilecek bu eğilimdekiler ellerine tutuşturulan elma şekerini gevelerken zalim yol almayı sürdürmektedir. Durum böyle olunca, ulus devlet savunuculuğunda farklı eğilimlerin iş ve güçbirliği çabalarına alaycı ve küçümseyici; hatta, aşağılayıcı bir yaklaşımda bulunmakta sakınca görmemektedir. Oysa, ulus devlet son kaledir. O da düştüğünde ne solculuğun, ne sağcılığın, ne muhafazakârlığın ne de başkaca bir eğilimin yaşam şansı kalmayacaktır. Ulus devleti bir halıya, üzerindekileri de çeşitli kesimlere benzetirsek; halı çekildiğinde üzerinde bulunanlar ayrımsız yere düşecek ve bir daha da bellerini doğrultmaları ya olanaksızlaşacak ya da olağanüstü çaba ve emek gerektirecektir.
2006’da Caracas’ta düzenlenen Dünya Sosyal Forumu’na katılan bir Alman gazeteci şu haberi geçiyor.
“…. Etkinliklerin düzenlendiği askeri yerleşkelerin çevresindeki sokaklarda çok sayıda askerin dolaşması, Forum’a katılan aktivistleri rahatsız etmiş.Kendisinden şikayet edilen askerlerin, solcu başkan Hugo Chavez’i 2002’de düzenlenen Amerikan yanlısı darbeden kurtaran askerler olduğunu hatırlatmakta fayda var. Açıkça görülüyor ki, küreselleşme karşıtlarının çoğu için küreselleşme karşıtı hareket ya da direniş önemli değildir, onlar sadece o an yaşadıklarını önemsemektedirler.” (Ulusal Devletin Yıkımı ve Sol Tavır, Kaynak Yayınları, 2013) Yukarıdaki satırların pek çok benzeri kitapta kendisine yer bulmuş. Değişen duruma göre çözümleme yapıp, ona göre tutum alma zahmeti yerine zamanın ruhuna teslim olan “carpe diemci” koaycılık. Bu hataya düşen anlı, şanlı solcu da olsa sonucun hezimet olması kaçınılmazdır.
Bizdeki bazı solcu kardeşlere de bu konuyu anlatabilsek diye hayıflanmadan edemiyor insan!
Alman yazar Jurgen Elsasser ulus devletin yıkımına karşı tutum al(may)an solu kısa ve anlaşılabilir şekilde özetlemiş. Türkleri de iyi tanıdığı anlaşılıyor. Bu yönüyle de bizleri içine çeken bir yapıt koymuş ortaya.
Kitaptan bir başka alıntıyla bitirelim : “Yaşadığımız günler iktisadi açıdan yurtsever olunmasını gerektiren günlerdir!” (Leo Gerard, Amerikan Birleşik Metal İşçileri Sendikası Başkanı)
Bugünü anlamak için okunmasında yarar var!
Ceyhun BALCI, 28.07.2013


Yorum bırakın