26 Eylül
DİL BAYRAMI
26 Eylül Dil Bayramı’nı 81. Kez kutluyoruz!
(Kutlayıp kutlamadığımız ya da kutlamayı hak edip etmediğimiz ayrıca tartışılmalıdır)
İşyeri adlarıyla günlük konuşmanın Frenkçe’ye, dinsel iletişimin Arapça’ya teslim olduğu günümüz Türkiye’sinde Dil bayramı bir anlam taşıyabilir mi? Bence, çok daha fazla anlam taşır, taşımalıdır!
Dil bir ulusun can damarı sayılır! Dilini yitirdiğinde belini doğrultması güçleşir. En çarpıcı örnek Latin Amerika’dır. Bu dev anakarada yerli dillerinin adından başka bir şey kalmamıştır geriye. Duygu ve düşüncenin dışavurumu olan dil aracılığı olmadan ne sömürgecilik, asimilasyon ne de egemenlik altına alma söz konusu olamaz!
Türkçe’nin içinde bulunduğumuz dönemde içine düşürüldüğü sefalet bir de bu açıdan değerlendirilmeli!
Dil bağımsızlığın yitirilmesinin yanı sıra ortaçağ karanlığından çıkılmasının da aracı olabilmiş. Bugün tarih sahnesine çıkmış önemli devrimcilerden birisi saydığımız, Rönesans’a giden yolun ilk adımını attığını düşündüğümüz tutucu Alman papazı Martin Luther’e bu unvanı kazandıran da dildir. İncil’i Almanca’ya çevirerek insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik olan sorgulama ve kuşkulanma dürtüsünü tetiklemiştir.
Görüldüğü gibi dili önemsememek tutsaklık, önemsemek de özgürlük kapılarını açabilmekte!
Dil Bayramı bu duygularla ve bilinçle kutlu olsun!
Ceyhun BALCI, 26.09.2013


Yorum bırakın