OTOMOBİLSİZ

IMG_0391

Not : Fotoğraf 24 Eylül’de çekilmiştir.

22 Eylül “Otomobilsiz” günüymüş! Nasıl mı anladım? 22 Eylül’de Plevne Bulvarı’nın bir bölümü trafiğe kapatılmış ve asılan bez pankartla durum kamuoyuna duyurulmuştu. Hiç kuşku yok ki; simgesel bir etkinlikti yapılan.
Acımasız yaşam ironik bir manzaraya yola açmıştı. “Taşerona Hayır!” mitinginin de etkisiyle trafiğe kapatılan caddenin hemen yanı başında inadına otomobil yoğunluğu vardı.
Geçenlere bir yazısını şu şekilde bitirmişti Bozkurt GÜVENÇ!
“Uygarlık dar gelirlilerin otomobil sahibi olmasından çok varlıklıların toplu taşıma araçlarını kullanmasıyla ölçülür!”
Otomobilsiz günü bir bilinç kıvılcımı oluşturmak için işe yarayabilir. Ancak, özellikle kentlerimizi ve elbet ülkemizi yönetenlerin de bu doğrultuda kararlı ve ödünsüz olması gerekir.
İzmir’de kent içi ulaşımda belediye otobüsleri kullanımının yeni bir düzene kavuşturulması için başlatılan uygulama üçüncü ayını doldurmak üzere!
Öncelikle altını çizmekte yarar var! Bence, uygulama doğru ve yerindedir. Dünyanın hiçbir yerinde evinizin önünden binip, işyerinizin önünde inebileceğiniz bir toplu taşıma düzeni söz konusu olamaz. Kent yaşamı özveri ve zahmet gerektiren bir iştir. Bu kapsamda toplu taşımadan yararlanmak biraz olsun sıkıntı yaşamak demektir.
Otomobil kullanımı ise rahatlığın yanı sıra bedel ödemeye eşdeğer bir durumdur.
Belediye otobüslerinin kent merkezinden uzak tutulması düşüncesi ne kadar doğruysa; bu yaklaşımın başka tamamlayıcı önlemlerle desteklenmemesi de bir o kadar yanlışlıktır ve eksikliktir.
Belediye otobüslerini günah keçisi olarak görüp kısıtlamak ama içlerinde bir ya da kişinin yolculuk yaptığı otomobilleri ve yolcu taşısa da kitle taşımacılığı yaptıkları söylenemeyecek olan dolmuş/minibüsleri görmezden gelmek de hoş görülür bir hata değildir.
Belediye otobüslerinin kent merkezinden uzaklaştırılması sonucu boşa çıkan baş duraklara göz atılması ne demek istediğimi anlatacaktır. Hemen hepsinde otobüslerin yerini otomobiller almış durumdadır. Hem de çift sıra!
İstediğimiz kadar “otomobilsiz” günü diyelim, uyaralım, anlatalım! Nedene yönelmezsek sonuç almamız zor!
Toplu taşımacılıkta yeni düzene adım atan belediyeden buna ek başka uygulamalar beklerdim!
1. İnsanları toplu taşıma araçlarını kullanmaya özendirmek ve hatta zorlamak için kent merkezindeki otopark ücretlerine hatırı sayılır nicelikte zam yapmak!
2. Görünürde taşımacılık yapsa da, gerçekte kitle taşımacılığı yapmayan ve bununla da kalmayıp kent trafiği karmaşasına katkıda bulunan dolmuş/minibüs gibi anlamsız araçları sınırlamak ve hatta yasaklamak!
3. Kent yaşamının zahmet ve özveri gerektirdiğini kentte yaşayanlara uygun dille anlatmak! Böylelikle beklentileri doğru düzeyde tutup, halkın katılımını sağlamak!
Yeni uygulamalarla olumlu değişimler amaçlayan belediye yöneticilerine bir vatandaş tavsiyesinde bulunmak isterim! Bu gibi uygulamalardan sonra otobüslerde, metroda ve vapurlarda neler konuşulduğunu izlemelerinde yarar var! Burada konuşulanlar yapılanların halka yeterince anlatılmadığı gerçeğini ortaya koyuyor.
Otomobilsiz Günü’nü haftalara, aylara ve hatta yıllara yaymak önemli. Bunu başarmanın yolu da gözü pek ve ödünsüz adımlar atmaktan geçiyor.
Böyle yapılmadıkça, otomobilsiz günü etkinliklerinin otomobil selinde yapılması kaçınılmaz olacaktır!
Ceyhun BALCI, 25.09.2014

Posted in

Yorum bırakın