ÇAM AĞACI
Noelden sonrası yılbaşına gün sayarken her yer ışıl ışıl. Yılbaşının değişmez simgelerinden birisi aydınlatmaysa diğeri de çam ağacı. Kent meydanları, sokakları ve elbette konutlar bu süslemelerin önde gelen mekânları. Konutlardaki yılbaşı süslemeleri özellikle görünür konumlara yerleştirilerek, başkalarıyla da paylaşılır oldu.
Hıristiyan geleneği olmakla birlikte çam ağacı pagan inanışlarla da ilgili anlamları olan bir simge. Yapraklarını dökmediği için hepyeşil bitki olması ölümsüzlükle özdeşleştirilmesinin gerekçesi olmalı.
Kökenine ilişkin çeşitli görüşler bulunmakla birlikte orta ve kuzey Avrupa bu geleneğin çıkış noktası sayılmakta. Protestanlığın kurucusu Alman din adamı Martin Luther’in çam ağacını mumlarla süslemeyi başlatan kişi olduğu bazı kaynaklarca doğrulanan bir başka bilgi.
Bazı kaynaklara göre ise çam ağacının yaşamın sonsuzluğuyla bağdaştırılmasını Mısırlılara, Çinlilere ve Yahudilere dayandırmak da olası. Ölümsüzlükle özdeşleştirmek söz konusu olunca orta ya da kuzey Avrupalıların çam ağacını seçmesini anlamak güç değil. Ama, Mısırlıların ya da Yahudilerin zeytin ağacı dururken çam ağacını ölümsüzlük simgesi olarak belirlemiş olmasını şaşırtıcı bulduğumu belirtmeliyim.
Ağaçların tepesine yerleştirilen yıldız başmelek Cebrail’i ya da Bethlehem Yıldızı’nı simgelerken, top biçimli süsler yasak meyve elmayı canlandırıyor.
Almanya’dan başlayarak orta Avrupa’ya ve Fransa’ya yayılım XIX. yüzyılda hız kazanmış. Başlangıçta aydınlatma için mum kullanılsa da elektrik kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ışıklandırma giderek öne çıkmış.
Avrupa kökenli bu geleneğin yoğun Avrupalı göçü alan Kuzey Amerika’da da hızla yayılmasına şaşırmamak gerekiyor.
Ekim Devrimi sonrasında dinsellikle ilintisini alabildiğine azaltan Rusya’da yılbaşı süslemeleri uzay araçları, uçaklar ve kozmonotları kapsayan farklı ikonlar içermiş. Rusya’da yılbaşı olarak 7 Ocak’ın belirgin şekilde ağırlıklı tercih olduğunu da ekleyelim.
Kent mekânlarındaki yılbaşı süslemeleri de inanılmaz hızla yayılmış. Örneğin, New York’ta Rockefeller gökdeleni önündeki görkemli yılbaşı ağacı her yılın aralık başında törenle aydınlatılır olmuş.
Tüketimin beşiği sayılan ABD’de her yıl 30 milyonu aşan çam ağacı satışı yapıldığı, yılbaşı süslemeleri için harcanan paranın 1.5 milyar doları aştığını söylersek bu işin hatırı sayılır bir ekonomik harekete yol açmakta olduğunu da anlatabilmiş oluruz. Son yıllarda üretimi öne çıkan yapay yılbaşı ağaçlarının çam katliamını biraz olsun azalttığı düşünülse de yaratması olası çevre kirliliği de bir başka sorun olarak çıkmaktadır insanlığın karşısına.
Yılbaşında gelenekselleşme eğilimi gösteren bir başka tüketim maddesi de hindi. Gerçekte Şükran Günü yiyeceği olan hindi zamansal yakınlık nedeniyle yılbaşının da yiyeceğine dönüşmüş zaman içinde. Hindi seçiminin ardında dinsel bir gerekçe yok. Duygusal (!) nedenlerle öne çıkmış. Tavuktan daha ucuz oluşu, yetiştirilmesinin kaza göre kolaylığı ve tam da bu mevsimde ideal ağırlığına ulaşıyor oluşu tercihinin akılcı gerekçeleridir.
Yılbaşı Hristiyanlık temelli bir olgu olsa da günümüzde bu kavrama ilgi göstermek için ille de Hıristiyan olmak gerekmiyor. Türkiye’de, yılbaşı üzerine tartışmaların dinsel eksende geliştiğini görebiliyoruz. Özellikle, aşırıya kaçan ve gösterişe dönüşen yanıyla yılbaşı etkinlikleri dinci çevrelerin boy hedefi olmaktadır. Başka her hangi bir tüketim kaleminde dinsel inançları göz ardı edebilenlerin yılbaşına yönelik saldırganlıkları fazlasıyla dikkat çekicidir.
Yılbaşı süslemelerine, yılbaşında hindi yemeye ya da yılbaşı kutlamalarına yönelik ölçüsüz eleştirilerin yaşamın her hangi bir alanındaki aşırılıklardan esirgendiğini sıklıkla görmekte olduğumuzu söyleyebiliriz.
Kentlerde yılbaşı süslemesine ilişkin tartışmalarla konuya nokta koyalım!
Kimi kentlerimizde süsleme söz konusu olmazken kimilerinde de süsleme krizine girildiği gözlemleniyor. Aşırılık ve abartı bu konuda en önemli ölçüttür. Yalın ve minimalist süslemeler göz zevkini okşarken, ölçüsüz yaklaşımlar parasal savurganlığa, görüntü ve ışık kirliliğine yol açmış olmaktadır.
Yaşadığım kent İzmir’de bu yılki süsleme ve aydınlatmaların aşırılık ve ölçüsüzlük içerdiğini üzülerek gözlemliyorum. Hüiç kuşkusuz benimle aynı düşüncede olmayanlar da vardır. Onlara da saygıyla, herkese iyi yıllar dilerim.
Kestirmeden söylemek gerekirse 2015, 2014’ü aratmasın!
http://www.slate.com/articles/news_and_politics/recycled/2009/11/wherefore_turkey.html
http://www.slate.com/articles/news_and_politics/recycled/2009/11/wherefore_turkey.html



Yorum bırakın