YÜCE DİVAN
Yıllar önce Mustafa Balbay’ın “Devlet ve İslam” kitabından öğrenmiştim Türkiye’deki islâmcı oluşumların çeşitliliğini. O zamana dek her nedense tekil bir güç olarak görünmüştü gözüme bu oluşumlar. Haksız da sayılmazdım. Düşünsel, inançsal ve tecimsel farklarını çok da öne çıkartmadan sıkılı bir yumruk gibi duruşları farklılıkları alalamaktaydı.
Bakanları aklayan komisyon kararından sonra aklıma bir kez daha düşmüş oldu bu yalın gerçek. Çıkar ortaklığı ve hedef birlikteliği oldukça bu sıkılı yumruğu açmak çok da olanaklı değil.
Cemaat-AKP çatışmasını ise farklı bir yere koymak gerekiyor. Orada iktidar çatışması tetiklemiştir geriye dönüşü olmayan ayrılığı. Söz konusu iktidar olunca değil cemaate, babasının oğluna bile acımaz güç sahibi!
Türkiye, demokrasi kılıflı bir kurguyla tuzağa düşürüldü. Demokrasiyle karanlığa, faşizme ve baskıya gitmek olanaklıyken; bu bataktan demokrasiyle kurtulmak olanaksızlaşabiliyor. Türkiye tam da bunu yaşamıştır.
Güç sahipleri arasındaki çelişme ve çatlakları hevesle izleyenleri; yetinmeyip bu durumdan medet umanları gördükçe acı acı gülümser oldum.
Dinciye göz kırpalım! Bölücüye mavi boncuk dağıtalım! Ya da başkaca cin fikirli yöntemler bulup oyları toplayalım! Sonra da bu karanlıktan kurtulalım! Biraz safça ve epeyce de ahmakça yaklaşımlar olarak görünüyor gözüme tüm bunlar!
Biri birlerine düşsünler de, biz aradan sıyrılıp paçayı kurtaralım anlayışı, olsa olsa Nasreddin Hoca’nın çalılara takılan koyun yünlerini eğirip kazanç sağlaması kadar gerçekçi beklentilerdir.
Edilgen tutumu bir yana bırakıp etkinleşmek, tepişmeden çıkacak çözüme tutsak olmaktan kurtulup bir halk hareketini kurgulayacak çıkış yolları aramak gerekiyor.
Hiç kuşkusuz bu görev siyasete düşüyor!
Ama, o siyasetin ana gövdesi önümüzdeki seçimde iktidar olmayı ummuyor! Çünkü, böyle bir hedefi yok!
Büyük fırsat Gezi sürecinde kaçırıldı. O harekete sahip çıkılıp, bir halk hareketinin önüne düşmek varken kuyrukçusu bile olunamadı!
Bu nedenledir ki; yüce divan oylamaları ya da cemaatle çatışmadan bir iktidar değişikliği bekleyemiyorum.
Bu gibi çelişmelerin bir iktidar değişimine yol açması gerçek anlamda mucizeye eşdeğer bir gelişme olacaktır.
Komisyondaki yüce divan oylamasının sonucuna şaşıranlara şaşırdım!
Ceyhun BALCI, 06.01.2015

Posted in

“YÜCE DİVAN OYLAMASININ DÜŞÜNDÜRDÜĞÜ” için bir cevap

  1. Ömer Lütfi EROL Avatar

    Sayın Balcı,
    tüm düşüncelerinize olduğu gibi buna da katılıyorum. Ben de çok yazıyorum ama önerilerimi aldıklarını bildirmekten gayrı maalesef etkili olamıyorum. Bir tabir vardır ”Deveyi hamudu ile yutar’ arkasını ben tamamlayayım ”ama deve de yok olur” yolsuzluk gerçeği de buna benzetilebilir. Adamlar bir yıldır yuttuklarını yok etmek için nerede ise Türkiye’yide yok edecekler. maalesef bizimde sadece ATATÜRK’ün Partisi olduğu için vazgeçemediğimiz duayen Muhalefet Partisi, AKP’nin 13 yıldır uyguladığı oyalama taktiği karşısında nerede ise yok oldular. Yahu bırakın onlar bu tür işlerde usta, siz ise çırak dahi olamadınız. Bırakın ne yaparlarsa yapacaklar zaten, çıkın halkın nefesini koklayın, onların Türkiyeyi yok edeceklerine onları inandırın ama daha fazlası siz ne yapacaksınız onu da anlatın vatandaşa. Güney doğudaki köleliği nasıl çözeceksiniz, aç insanlara nasıl iş alanları açacaksınız, para gözlü Hukukçuları nasıl temizleyip gerçek meslek aşkı ile görev yapacaklarla değiştireceksiniz. Orduyu yok ettiler. Orta doğu çeşitli terör örgütlerinin Harekat alanı oldu. bunların en iyi oynayacağı arena Türkiyedir bunu nasıl önleyeceksiniz. Tüm bunları gerçekleştirmek için ne tür bir iktidar olmayı düşünüyorsunuz. Af edersiniz, bunlar için Türkiye’nin Gerçekleri isimli bir kitap yazdım tetkik aşamasında buluttan nem alınacak bir şey bulunmaz ise inşallah basmayı kabul ederler. Bir hatam olmuşsa af ediniz, sizleri üzmüş isem özür dilerim bana düşüncelerimin küçük bir bölümünü açıklama fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Sizleri çok seviyorum HO’ OPONOPONO.Yönteminden

Yorum bırakın