KARANLIK GÜNÜN KANLI AKŞAMI

Karanlıkla başlayan kanla sonlanan bir günü adam akıllı irdelemek gerek! Öncelikle vurgulamak gerekir ki; bu karmaşa son derece kötü yönetilmiştir! Güvenlik ve savunma uzmanları çok daha iyi değerlendireceklerdir bu olayı belki. Ama, silahlı iki kişinin eylemini bu denli hızlı ve aceleci bir biçimde karşılıklandırmanın gereği var mıydı sorusu yanıt bekleyecektir! Hele hele savcının da yaşamını yitirdiği koşullarda bu yakıcı sorunun birilerinin canını yakması gereği gün gibi ortadadır.
Yanlış anlaşılmasın!
Hoşgörüden değil, sabırdan söz ediyorum! Bu iki kişi çeşitli yöntemlerle oyalanabilirdi! Böylelikle fiziksel ve psikolojik tükenişin koşulları yaratılabilirdi. Bu koşullar altında gerçekleştirilecek bir kurtarma girişimi kansız ya da daha az kanlı kotarılabilirdi. Umarsızlıkla teslim olmaları da zayıf bir olasılık olmazdı!
Türkiye’ye her geçen gün egemen olan otoriter yaklaşımın bu aceledeki payı göz ardı edilmemelidir.
Artık, herkesin gözü önünde olduğu için anımsamakta yarar var!
İmralı’daki vatandaşla yürütülen sabırlı ve üstelik hoşgörülü görüşmeler Çağlayan Adliyesi’ndeki karmaşadan esirgenmiştir. Sonucun son derece başarısız olduğu dökülen kandan bellidir.
Dün akşamki kanlı Adliye olayı dünün beceriksizlik hanesine işlenmesi gereken ikinci olay olmuştur.
Akılcılıktan yoksun atılgan ve hoyrat eylem dökülen kanın önde gelen nedenidir.
Daha da kötüsü kaşının üstünde gözün var denilerek olur olmaz her şeyin sorgulama konusu olabildiği Türkiye’de dün akşamın hesabının sorulmayacak olmasıdır!
Türkiye beceriden, öngörüden ve akıldan yoksun kadroların elinde hemen her gün böylesi felaketlere çağrı çıkartan bir dönemden geçmektedir!
Halkın en iyi olasılıkla yarısının bu anlayışa onay veriyor oluşu bu gerçeğin gizlenmesine yetmemektedir.
Ceyhun BALCI, 01.04.2015

Yorum bırakın