ALAÇATI ÇEŞME
Kendi ilinde gezgin olmak en zoru.Hep orada olduğun için sürekli ertelersin! Bugün, yarın, öbür gün derken gelmez bir türlü sıra!
Birisi kolunuzdan tutup da götürürse günün sonunda öğrendikleriniz ben burada mı yaşıyormuşum dedirtir. Biraz şaşkın epeyce de mahcupsunuzdur artık!
Alaçatı’da yel değirmenlerince karşılandık. Daha çok görselliğiyle hoşumuza giden bu sevimli yapıların belde ekonomisinin geçmişiyle ilgili anlattıklarını göz ardı etmemek gerek! Piri Reis’in Alacaat dediği Alaçatı, geçmişte buğday ticaretinin önemli merkezlerindenmiş. Yel değirmenleri beldenin rüzgârından aldıkları güçle buğdayı öğütüp una dönüştürmüşler. Oysa, bugünün rüzgâr gülleri öncülleri kadar sevimli görünmüyorlar. Ürettikleri enerji evlerimizi aydınlatmada, ısıtma ve soğutmada işimize yarıyor. Yenilenebilir ve çevreci özellikleri de cabası! Bir de burnumuzun dibine kadar sokulmasalar! Yarattıkları manyetik alan ve gürültüyle de çevreye zararlı oldukları akıldan çıkartılmamalı!

P1120562 P1120561
Dar ve şirin Alaçatı sokakları bizi 1874 yapımı bir ibadethaneye götürüyor. O zamanın Santa Maria (Meryemana) Kilisesi bugünün camisi! İçindeki görkemi dışarıdan fark etmeniz olanaksız. Camiye girer girmez tam karşınızdaki tavandan tabana perdenin ne işlev gördüğünü ilk anda anlayamıyorsunuz!

IMG_1785 IMG_1786 IMG_1788 IMG_1789 IMG_1790 IMG_1791 IMG_1794 IMG_1795

Eskinin Meryem Ana Kilisesi şimdinin camisinden görünümler

Saklanan şey ilgi çeker ilkesince perdeyi araladığımızda mabedin özgün haline ilişkin muhteşem bir mihrapla karşılaşıyoruz. Mermerden yapılma ve pek çok kutsal kişilik ve olayın tasvir edildiği ikona ve heykelciklerle bezeli yapıt nefeslerimizi tutmamızı gerektiriyor. Yörenin bir başka önemli ürünü üzüm salkımlarının da aralara serpiştirildiği kabartılar fotoğraflanmayı hak ediyor.

P1120594 IMG_1796
Yapının kitabesinden ikonaların heykeltıraş Yannis Halepos elinden çıkma olduğu anlaşılıyor. Bu yapıt için 1874’te 710 lira harcanmış olması Alaçatı’nın o dönemdeki varsıllığının göstergesidir.
Avludaki Rodos işi zemin taş işlemelerine özellikle dikkat deyip Alaçatı sokaklarına vuruyoruz kendimizi!

P1120576 P1120577

Rodos işi zemin işlemeleri
Alaçatı sokaklarındaki yürüyüşümüz ilginç mimarlık örnekleriyle karşılaşmamız anlamına geliyor. Evlerin kapılarındaki kitabelerden Alaçatı’ya yerleşimin 1820’deki Yunan ayaklanmasını izleyen yıllarda hız kazandığını öğreniyoruz.
Alaçatı’nın en önemli tarım ürünü olan kuru üzüm çuvallarının Agrilya limanına dek uzayan kuyruklar oluşturduğu bilgisiyle tanışıyoruz. Bugün üzümün yerini konutlar almış durumda. Tek teselli, yörenin geleneksel yapı biçemini korumuş olması ve çok katlılığa karşı direniyor oluşu.

IMG_1784 IMG_1799 IMG_1800 IMG_1805 IMG_1806 IMG_1808 IMG_1812 IMG_1813 IMG_1815

Alaçatı sokakları

Alaçatı’ya taş evlerinin yanı sıra dünya ölçeğinde ün kazandıran bir başka özelliği rüzgâr sörfüne elverişli konumu. Alaçatı rüzgârı sörfçülerin yanı sıra sıcaktan bunalanlara da iyi geliyor.

ÇEŞME

Çeşme Kalesi önünde Cezayirli Hasan Paşa aslanıyla birlikte selâmlıyor gelip, geçenleri. Kim bilir kaç kez önünden geçtik, bir o kadar da içine girme niyetinde olduk?

IMG_1818 IMG_1820 IMG_1821

Cezayirli Hasan Paşa Anıtı, Çeşme Kalesi 

Kale yanı başındaki kervansaray ile birlikte Çeşme’nin en göze görünen tarihsel yapısı. İki katlı kervansaray 1529’da Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış. Mimarı Ali Pabuççu Kuşadası’ndaki Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı’nın da mimarı.

IMG_1901
Kale ise 1508’de II. Beyazıt zamanında yapılmış. Tanıklık ettiği pek çok olayın içinde Osmanlı-Rus deniz savaşı en önemlisi. 1770’de Çeşme önlerine gelen Rus donanması karşısında alınan ağır yenilgi Osmanlı tarihinin önemli dönüm noktalarından sayılıyor. Kale içindeki müzenin bir bölümü Osmanlı-Rus Deniz Savaşı’na ayrılmış. Döneme ilişkin çeşitli nesnelerin yanı sıra, bu olayla ilgili yakın tarihten gazete örnekleri, savaşan tarafların askerlerini betimleyen balmumu heykeller dar alana serpiştirilmiş. Rus donanmasını Karadeniz’den bekleyen ama Baltık’tan Çeşme’ye gelişini öngöremeyen cehaleti de ibretle anıyoruz.

IMG_1833 IMG_1832 IMG_1834 IMG_1835 IMG_1836 IMG_1838 IMG_1850 IMG_1848 IMG_1843

Çeşme Deniz Savaşı nesnelerinden seçki 

Müzenin kalenin içine dağılmış diğer bölümlerinde Erithrai, tarih öncesi ve başka dönemlere ilişkin buluntu örnekleri görülebiliyor.

IMG_1859IMG_1861 IMG_1854 IMG_1855 IMG_1853 IMG_1852 IMG_1862
Kale yapıldığında denize sıfır konumdaymış. Denizi doldurup yer kazanma kurnazlığı günümüzde kaleyle deniz arasına bir cadde ve yat limanı bahanesiyle kondurulan yeni surların girmesiyle sonuçlanmış.
Kale ve müzeden sonra çarşıdaki Manisalı Aziz Haralambos Kilisesi’nin yolunu tutuyoruz. Sayıları mantar gibi çoğalan ve cemaati olmayan mabetlerden birisine daha ulaşmış oluyoruz. Kemerler, sütunlar ve tavanı süsleyen olabildiğince kurtarılmış dinsel resimler.

P1120752 P1120753 P1120754 P1120755 P1120756 P1120758

Aziz Haralambos Kilisesi

Kiliseyi geride bırakıp arka sokaklardan Mehmet Bey Konağı’na yöneliyoruz. Manzara düş kırıklığı yaratacak türden! İskeleler kurulmuş ve restorasyona başlanmış gibi görünse de hiçbir faaliyet çarpmıyor göze. Bu güzelim yapının günden güne elden gidişine tanık olmak acı verici.

P1120761 P1120762 P1120763

Mehmet Bey Konağı

IMG_1898

P1120764

Çeşme’ye adını veren çeşmelerden biri

Posted in

“ALAÇATI ÇEŞME” için bir cevap

  1. Noyan Dinçer Avatar
    Noyan Dinçer

    yazın bilgisayar bağlantım olamadığı için maillere ancak bakabiliyorum.(yaklaşık 250 adet)Hepsi çok güzeldi.Selamlar sevgiler.

Yorum bırakın