Hemen her gün bu da mı olacaktı sorularımıza bir yenisi ekleniyor. Nerede sonlanacağını bilemiyoruz bu zincirleme soruların.
Son inci Emin Çölaşan ve Necati Doğru’nun FETÖ’yle ilişkilendirilmesi üzerinden saçıldı!
“Yok artık” demek yetmez bu saçmalık ötesi suçlamaya. Elbette her şey ortaya çıkacaktır. Öyle olmadığı anlaşılacaktır. Ama, gerçeklik olasılığı sıfır olan bu iddia üzerine birilerinin zaman ve enerji harcaması bile başlı başına acı verici bir durumdur.
Onyıllardır tanınan, yazan ve dokuz köyden kovularak onuncusu olan Sözcü’de olan bu iki yazarı FETÖ’yle ilişkilendirmek kuşkusuz yersiz ve gereksizdir.
FETÖ soruşturmaları, kovuşturmaları ve yargılamalarının başından bu yana sorunlu olduğunu ileri sürenleri haklı çıkartacak bir durumla karşı karşıya olduğumuz kesindir.
Bilişimden yaralanarak ilgili ilgisiz pek çok kişiyi bu yolla FETÖ kuşkulusu yapanlar foyalarının meydana çıkması sonrasında durmak yerine makas değiştirdiler. Yargı düzeneğinde korudukları güçleriyle karşı saldırıya geçtiler. Eldeki tüm insan ve ilişki varlığını kullanarak bu soruşturmalarla ilgili halkanın genişletilmesine odaklandılar.
Başarısız oldukları söylenebilir mi?
Emin Çölaşan ve Necati Doğru üzerinden oluşturulan ve sayısız yalan, yanlışla bezeli İDDİANAME görünümlü sefalet belgesi bu başarının güvencesi sayılmalıdır.

PÜRÜZSÜZ DUVAR ÇAMUR TUTMAZ!
Önemli amaçlardan birisi zaman geçtikçe zayıflayan belleklerden de yararlanarak FETÖ soruşturmalarına ilgi ve güveni aşındırmaktır. Böylelikle sürecin gündemden düşürülmesi ve açığa çıkartılmayı bekleyen pek çok suçlunun kurtarılması söz konusu olabilecektir.
Emin Çölaşan ve Necati Doğru hakkında iddianame düzenleyenlerin her iki yazarın üzerine bir toz zerresi konduramayacağı kesindir.
Kesin olan bir başka şey ise bu yolla FETÖ’ye can simidi atıldığıdır.
Bu tiyatroya eşdeğer maskaralığa son verilmelidir.
Tersi durumda, FETÖ yapılanması çevresindeki çemberi yırtarak yeniden yükselişe geçme fırsatı yakalayabilecektir.

Yorum bırakın