Yollar gidilmek için! Yollar sapılmak için! Gezgin için yoldan çıkmak iyidir diyerek Kütahya’ya uğruyoruz. Eskişehir’in komşusu ve üçte biri büyüklüğündeki Kütahya’da da şaşırtıya yol açacak mekânlar var!

evliya çelebi1

Kütahya girişinde Evliya Çelebi anıtı

Kaleye doğru yol alıyoruz.

IMG_6953

Kütahya Kalesi

Yapım tarihi 1410 olan Ulu Cami’yi görüyoruz ilk olarak. Timur fırtınasıyla sarsılan Osmanlı’nın Fetret Dönemi eseri olduğu anlaşılsa da yapım tarihinden dönemin koşullarından etkilenmeyen bir yapı olduğunu da eklemekte yarar var! Bunca yıldır dimdik ayakta durduğuna göre!

IMG_6893

IMG_6894

IMG_6898

Yılların acımasızlığı karşında en kırılgan bölümlerden birisi olan ahşap kapısı Çini Müzesi girişindeki camlı korumada sergileniyor.

IMG_6963

Ulu Cami’nin cam korumasındaki tarihsel ahşap kapısı

Kütahya’daki çincilik geçmişinin yüzyıllar öncesine dayanmasına karşılık Çini Müzesi’nin yalnızca 20 yaşında olması ironik bir durum.

IMG_6962

IMG_6974

IMG_6981

IMG_6984

Çini Müzesi’nin yer aldığı yapı Germiyan Beyi II. Yakup tarafından yaptırılmış. Altı yüz yaşında! Gök Şadırvan adıyla da da anılan yapının ortasında tek parça taştan fıskiyeli havuz yer alıyor.

IMG_6967

Yapının banisi II. Yakup’un çinili sandukası da yapının içinde. Germiyan Beyliği son hükümdar II. Yakup’un kızıyla evlenen Yıldırım Beyazıt’a çeyiz olarak gelmiş. Osmanlı’nın büyümesi ve imparatorluğa yol almasında önemli adım olmuş da denebilir.

IMG_6976

Kütahya çinilerinden oluşan eşsiz örnekler müzede sergileniyor. Tarihsel ortamda Kütahyalıların “Ateşte Açan Çiçekler” olarak da adlandırdığı çini sanatının başyapıtlarını izlemenin zevki bir başka!

Çini Müzesi’nden sonraki durağımız Macar Evi.

Eski Kütahya’nın dar sokaklarından kimi bakımlı kimi bakımsız ve yıkılmak üzere olan Kütahya evlerinin arasından ilerliyoruz.

IMG_6901

IMG_6906

IMG_6912

Pek çoğunuzun Kütahya’da Macar’ın ne işi olabilir diye mırıldandığını işitir gibiyim.

Fransız Devrimi ve hemen sonrasındaki Napolyon Dönemi Avrupa’da devrimler çağını açmış oldu. Napolyon durdurulup, tarih sahnesinden indirilince Avrupa monarşileri bir araya gelerek varlıklarını sürdürmek amacıyla bir dizi karar aldılar.

Devrim bu! Ne karar dinler ne de ferman!

Tüm baskılara karşın Avrupa XIX. yüzyılın ilk çeyreğinden başlayarak devrimlerle sarsılır.

Polonya ve Macaristan Devrimleri başarısızlığa uğrayınca öncülerine de sürgün yolu görünür.

Macar Devrimi önderi Lajos Kossuth (1802-1894) o yılların güvenli sığınağı Osmanlı’nın yolunu tutar. 1848’de Osmanlı’ya sığınan Kossuth’un geri verilmesi için yoğun baskı kuran Avusturya ve Rusya karşısında padişah Abdülmecit kararlı ve dik durur. “Ülkeme sığınanları geri vermeme uğruna tahtımdan ve tacımdan bile vazgeçerim!” dediği öne sürülür Abdülmecit’in!

KOSSUTH MÜZESİ

müze

Kossuth Müzesi 19 Eylül 1982’de açılmış

Sığınmacıların güvenliği ve sağkalımı düşünülerek Kütahya’ya yerleştirilirler. Kossuth, ailesi ve beraberindekilerle 2 yıl Kütahya’da konuk edilir.

IMG_6919

Macaristan Anayasası’nı burada yazdığı pek çok kişiyle buradayken yazıştığı bilinir. Diğer yandan, siyasi etkinliklerini de sürdüren Kossuth Osmanlı’da geçirdiği bir kaç yıl içinde bir de Türkçe Dilbilgisi kitabı yazarak belki de kendisini sahiplenenlere şükran borcunu biraz olsun ödemeyi düşünmüş olabilir mi?

IMG_6934

IMG_6935

Kossuth’un sürgün rotası

Müze girişindeki görevlilerin Kossuth’u anlatmak için başvurdukları şu sözü paylaşmadan geçmeyelim :

“Macarların Atatürk’ü!”

Bir kişinin anlam ve önemi bundan daha iyi anlatılabilir mi?

Zamanının son derece nitelikli bir konutu Kütahya’da kaldığı sürece Kossuth’un hizmetine sunulmuş.

Konaktaki çok sayıda oda özgün haliyle korunmuş. İçindeki eşyalar ve etnografik nesneler müze olmasını sağlamış.

Kossuth Evi’ne Macaristan devleti de ilgi göstermiş. Her yıl 15 Mart’ta Kossuth’un başkaldırdığı günde Macar yetkililerin katılımıyla törenler yapılmaktaymış burada.

IMG_6916

Bahçede bir de Kossuth heykeli var ben burada yaşadım der gibi duran ve teşekkürlerini sunan!

IMG_6911

 

Posted in ,

Yorum bırakın