Covid-19’la baş etmeye çalıştığımız bugünlerde aksaçlı delikanlılarımızı epeyce üzdük.

17 Nisan seksen yaşındaki delikanlının doğum günü!

Seksen yaşındaki delikanlı yerinde yeller esse de sağlıklı ve dimdik ayakta!

Köy Enstitüleri karanlıkta kalmış, yetmemiş buna alışmış bir toplumun yazgısını değiştirdi. Var olduğu kısa sürede yol açtığı değişim öylesine büyük etki yarattı ki; ortadan kaldırılmaları bir an önce sağlandı!

Başka deyişle iyilik, güzellik, insanca yaşam çok görüldü yorgun ve yoksun ama muzaffer Anadolu halkına!

Tarık Akan’ın yönettiği belgesel. Mutlaka izlenmeli.

Aradan geçen 80 yıl Köy Enstitüleri’ni konuşmamıza engel olamıyorsa o kurumların önünde saygıyla eğilmek kaçınamayacağımız görevdir!

Özgün Köy Enstitüleri olgusuyla bizleri tanıştıran İsmet İnönü, efsane bakan Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’u saygıyla anmamak olası mı?

Yüzyıllarca itilip kakılmış yüzlere yansıyan coşkuya dikkat!

Bir yaşanmışlıkla son vermeli yazıya!

Kastamonu Gölköy’de enstitü açılacağı haberini alan yerel uyanıklar ellerini ovuşturmaya başlamışlar. Tuğla ve kiremit üreticilerinin keyfi yerine gelmiş! Nasılsa kazanç cepte diye düşünmüş olmalılar. Bir edeni 3’e 5’e satma fırsatı doğmuştu ne de olsa! Avuçlarını yaladılar!

Köy Enstitüleri orada okuyacaklarca yapılacaktı! Tuğlasına, kiremidine varıncaya dek!

Kendisi de köy enstitülü olan Mehmet Başaran’ın kirizma benzetmesine yer verelim. O köy enstitülerini toprağı altüst etmek demek olan kirizmaya benzetmiş. Anadolu’nun yeniden doğuşu demek de olan köy enstitülerine ve onlara can verenlere bin selâm olsun!

Ceyhun Balcı

16 Nisan 2020

Posted in

Yorum bırakın