Şimdilerde Suriye’ye odaklanmış olanların aylar önce Libya’ya özgürlük, demokrasi ve esenlik getirmiş olduğunu duymuştuk! Ülkelerine barış ve esenlik gelmiş olan Libyalı etiketli sayısız zibidinin Türkiye’nin beş yıldızlı hastanelerinde konuk edildiğine de tanık olmuştuk!
Kaddafi’nin kanalizasyonda saklandığı ve yakalandığı anda orada infaz edildiği görüntüleri paylaşılmıştı dünyayla. Her ne kadar bu durum “medya(e)tikle” bağdaşmaz olsa da kutsal bir amaç uğruna her şey “medyatik” olabilirdi.
Libya talanı sonrasında paylaşım başlamış, keyifler de yerinde olmalıydı!
Bugün ABD’nin Bingazi Başkonsolosu’nun öldürüldüğü haberini öğrendiğimde geçtiğimiz aylarda yaşananlar bir film şeridi gibi geçti gözümün önünden.
“Böl-biri birine kırdır-yönet” anlayışının tökezlemesidir yaşanan! Demokratik kılıflı el koyma yöntemlerinin yeri geldiğinde atanı vuran silaha dönüşmesine ibretlik bir örnek!
Geri kalmış İslam dünyasında dinci devşirmelerle yola çıkanların başına gelebilecek türden bir trajedi.
Bingazi’de ABD’li diplomatı öldürenlerin Yahudi asıllı bir Amerikalı’nın İslam düşmanı filmine öfkelendikleri ve bu yüzden cinayet işledikleri duyumu dolaşıyor ortalıkta!
Bölgeleri karıştırıp, insan topluluklarına egemen olmak için dini ve dincileri kullanmanın hazin bir sonu! Akıldışılığın an gelip denetim dışına çıkabileceğine ve dünkü dostunu bile hedefleyebileceğine örnektir yaşanan!
Başlığı değiştirmek gerek!
“Demokratik Libya’dan Ölümlerle” demek daha uygun olacak!
ABD kendi attığı silahla vuruldu! Umarım bugünlerde Suriye taşeronluğuna canla, başla katılanlar da bu olaydan ders çıkartırlar!
Ceyhun BALCI, 12.09.2012

Yorum bırakın