Kimilerinin temcit pilavı gibi önümüze koyduğu kalıplaşmış sözler vardır ya! Militarizm ve yargı vesayeti gibi. Onlara ilişkin taze iki olguyu bilginize sunuyorum!
Militarizmin yaşamımıza egemen olduğu savını duymayanımız kalmamıştır! Geçtiğimiz yaz günleri Olimpiyatlara sahne olmuştu. Birkaç gün önce Paralimpik oyunları da sona erdi. Madalya törenlerine dikkat ettiniz mi? Madalya almış sporcuların ülkelerine ait bayraklar göndere askerlerce çekildi oyunlar boyunca. Hepimizin uygarlık beşiği olarak gördüğü yazılı bir anayasası bile olmayan İngiltere militarist bir ülkemiydi ki olimpiyatlar boyunca bayrakları göndere çektirecek sivil bulamamıştı?
Evet! İngiltere militarist bir ülkedir! Olimpiyatlarda bayrakları göndere askerler çektiği için değil elbette! İngiltere Irak’ta, Afganistan’da ya da adı aklımıza şu an gelmeyen başka dünya ülkelerinde askersel güç bulundurup, oralarda jandarmalık ve onun da ötesinde ölüm tacirliği yaptığı için militarist bir ülkedir.
Türk Ordusu’na militarizm yakıştırması yapmaya doyamayanların dikkatine sunulur!
Bir başka haber!
Anayasa Mahkemesi, Avrupa İstikrar Mekanizması’nın kurulmasına onay verdi
İstikrara şartlı onay
© Şikâyetleri reddeden Alman Anayasa Mahkemesi, yükümlülüklerin 190 milyar Avro’nun üzerine çıkmasını da kısıtladı.
Ekonomi Servisi – Almanya Anayasa Mahkemesi, Avrupa Kurtarma Fonu’nun bloke edilmesine yönelik çağrıları reddetti. Böylelikle Almanya Kurtarma Fonu’nun içinde yer alacak. Mahkemesi, Avro Bölgesi’ndeki borç krizi çerçevesinde geliştirilen sürekli kalıcı kurtarma fonu olan Avrupa İstikrar Mekanizması’nın (ESM) bazı çekincelerle anayasaya uygun olduğuna karar verdi. Ancak mahkeme, Almanya’nın yükümlülüklerini 190 milyar Avro’nun üzerine çıkmaması konusunda kısıtlaması gerektiğine hükmetti. Bu rakamın üzeri parlamento onayına ihtiyaç duyacak…… (Cumhuriyet, 13.09.2012)
Bizim bildiğimiz kadarıyla atanmış yargı seçilmiş yürütmenin işine karışamazdı. Bu Avrupa da bir alem! “Bize verir talkını, kendisi yer salkımı!”
Şakayı bir yana bırakalım! Dünyanın demokrasiden payına bir şeyler düşmüş ülkelerinde kuvvetler ayrılığı denen kavram geçerlidir. Almanya’da olduğu gibi yüksek yargı gereğinde yürütmenin uygulamalarını denetleyebilir. Onay verse de bu örnekte olduğu gibi sınırlayıcı ve kısıtlayıcı kararlar alabilir.
Türkiye’de geçmişte yargı vesayeti olduğunu sakız gibi çiğneyip, şimdilerde yürütmenin buyruğu altına girmiş olan yargı manzarası karşısında “dut yutmuş bülbül gibi” oturanların dikkatine sunulur!
Ceyhun BALCI, 13.09.2012

Yorum bırakın