NOBEL VE BEDEL
Nobelli yazar Pamuk “Bir milyon Ermeni ve 30 bin Kürt kestik” der demez Nobel ile ödüllendirilmişti. Bu bedeli fazlasıyla hak ettiğini yadsıyamayız. Pamuk, Nobelli olunca birçok kişi bunun bir Nobel değil ama daha çok bir bedel olduğunu öne sürmüştü. Kimileri ise bu saptamayı abartılı bulmuştu.
Yanılgıların ilâcı olarak zaman ayakların suya ermesine katkıda bulunuyor. Pamuk’un son çıkışı Nobel’in gerçekte bir bedel olduğunu doğrulayacak nitelikte.
Bilindiği kadarıyla ülkesini yaşanmaya değer bulmamakta ve yurt dışında yaşamaktadır. Her ne hikmetse ülkesiyle ilgili konularda ara sıra da olsa Nobelli sıfatıyla görüş paylaşmaktadır. Nobel görünümlü bedel bu çıkışlarının önde gelen nedeni olmalıdır.
Son olarak Suriye Devlet Başkanı Esad’a “Cezayir’e gitmesini öğütlemiş!” ABD yetkilisi ağzıyla bunu yapmazsa mahkemelerde hesap vereceği tehdidini savurmaktan da geri kalmamış. Cezayir’i, Rusya ya da Çin kendisini kabul etmez ise sığınacağı ülke seçeneği olarak sunmuş. Görüşlerini engin tarih bilgisiyle de süsleme gereği duymuş! Cezayir Fransa’ya yenilince önderleri Emir Abdülkadir’e Suriye sahip çıktığı için şimdi de Cezayir’in böyle bir sahiplenme göreviyle karşı karşıya olduğundan dem vurmuş. Biraz daha ileri gidip (görevi bırakmaması durumunda) “Esad’ın sonunun Saddam ya da Kaddafi gibi ölüm ya da en iyi olasılıkla Lahey’de mikroptan arındırılmış bir hücrede ömür boyu hapis!” olacağı yargısında bulunmuş.
Nobel adı altındaki bedel Pamuk’u fena halde gebe bırakmış belli ki. Yazarlığı aşıp tarihçiliğe ve sonunda hızını alamayıp yargıçlığa soyunması başka nasıl açıklanabilir?
Pamuk’a bundan böyle “Nobelli” yerine “bedelli” demek kaçınılmaz olmuştur. Bedelli askerlik olur da yazarlık olmaz mı?
Ceyhun BALCI, 12.12.2012
Not : Bugünkü (12.12.2012) 9 Eylül gazetesindeki haberden esinlenilmiştir.

Yorum bırakın