BESLEME AYDINLARIN SON MARİFETİ
“Duy da inanma!” derlerse de siz inanın…
Uzatmadan konuya girelim. Danimarka Kraliyet Kütüphanesi ile Ermenistan Büyükelçiliği’nce Danimarka’da açılan“Ermeni Soykırımı ve İskandinavya Tepkisi” sergisi tartışmalara yol açmış. Bunun üzerine Danimarka aynı olanağı Türkiye’ye de tanımak istemiş.
Bizimle aynı dili konuşan bir grup besleme aydın Ermeni Diasporası’nı da şaşırtan bir hızla harekete geçmiş. Danimarka’ya ilettikleri bir bildiri ile “Türkiye’de demokratikleşme gerçekleşinceye ve Türkiye tarihiyle yüzleşinceye kadar durmayın!” demişler. Böyle besleme aydınları olan bir ülkenin dış tehdide gereksinimi olur mu?
Taner Akçam önderliğindeki 37 liberal sözde aydının kaleme aldığı bildiri “yetmez ama evetçi” bir biçemle kaleme alınmış. Bu kez kendilerini de aşmış olduklarını söylemek abartı olmaz. Danimarka’daki günlük Berligske Tidende gazetesinde yer alan bildiride besleme aydınlarımız hızlarını alamamış olacaklar ki; “Tarihi ve gerçekleri inkara dayanan bu rejime vereceğiniz destek, apartheid rejimine verilen desteğe eşdeğerdir!” diye yazmışlar. Bu çarpıcı ifadelerin ardından bildirilerini “teklifinizi gözden geçirin!” sözleriyle tamamlamışlar. Gözüdönmüşlüğe bakar mısınız? Geçen yüzyılın başında yaşananları hiç ilgisi olmadığı halde Güney Afrika Irkçılığı anlamına gelen Apartheid ile özdeş tutmak nasıl bir ruh halinin yansıması olabilir?
Taner AKÇAM önderliğinde bir araya gelerek ülkeleri zararına bildiri sunan besleme aydınlar arasında kimler mi var?
Listedeki aydıncıklar arasında tanınmamış olan yok gibi. Ama, herkes kendi kapısının önünü temiz tutmalı ilkesi gereğince bir hekim olarak Dr Gencay GÜRSOY’dan kısaca söz etmekte yarar görüyorum. Daha önce Türk hekimlerinin meslek örgütü olan TTB (Türk Tabipleri Birliği) Merkez Konseyi Başkanlığı yaptığını anımsayoruz. Örgütün başındayken de bu türden tutumları nedeniyle sıkça eleştirme gereği duymuştuk.
Bu kadarına pes diyoruz! Özgürlük, eşitlik, saydamlık, demokrasi, insan hakları gibi kavramları dilinden düşürmeyenlerin içinden çıktıkları, dilini konuştukları toplumu yargısızca infaz etmeleri anlaşılır olmamanın yanı sıra tarihe geçmeye değer bir kin ve nefretin de belgesi olmaya adaydır.
Ceyhun BALCI, 20.12.2012

Yorum bırakın