TÜRKİYE
BİR SAHİPSİZ ÜLKE
Yaşadığım kent İzmir için zaman zaman kullandığım “sahipsizlik” nitelemesini ülkem için kullanmak acı veriyor. Ne yazık ki gerçek bu! Pek çok kişi tarafından abartılı bulunabilecek bu yargıya nasıl vardım?
İzmir’in metropol ilçelerinden Gaziemir’de varlığı saptanan radyoaktif ve zehirli atıklar konusunda yaşananlar “sahipsizlik” nitelemesini fazlasıyla doğrulamakta.
Bir faciadır Türkiye’nin bu bağlamda yaşadığı.
Atıklar Evropiyum 152 içermektedir. Eu 152 bir nükleer enerji santrali atığıdır. Oysa, Türkiye nükleer enerji üreticisi olmaya çok hevesli olsa da henüz nükleer enerji üreticisi olabilmiş değildir. Tolga Yarman hocanın deyişiyle Türkiye enayi yerine konmuş; bu güzel ülke yol geçen hanına dönüştürülmüştür. Bu atıklar hiç kuşku yok ki; yasal olmayan yollarla sokulmuştur Türkiye’ye! Türkiye ne yazık ki sınırlarına egemen olamamıştır. Sınırları bölücülere açık olan Türkiye belli ki radyoaktif çöplük olmaya da gönüllü olmuştur.
Atıklar ne zaman sınırlarımızı aşarak ülkemize girdi? İzmir serüveni ne zaman başladı? İzmir’den Anadolu’ya doğru yola çıktı mı? Bu can alıcı soruların yanıtlarını bilemiyoruz. İz sürmesi gerekenler görevlerini yapmışlar mıdır? Ordusunun kozmik odaları sudan gerekçelerle hallaç pamuğu gibi atılan ülkemizde radyoaktif ve zehirli atıklar sınırlarımızı kolaylıkla aşabilmekte; bu faciaya eşdeğer durum karşısında “görmedim, duymadım, bilmiyorum” yaklaşımı sergilenebilmektedir.
Gelelim bu atıkların halk sağlığına ve çevreye etkilerine!
Atıkların depolandığı imalathanenin çalışanları, bu yerin yakın çevresinde yaşayanlar, bunun da ötesinde ilçedeki halkın görmüş olması olası zararların değerlendirilmesi doğrultusunda bir şeyler yapılmış mıdır? Yapıldıysa elde edilen veriler nelerdir?
Tüm bu yaşamsal soruların karşısında yanıtlar yerine her geçen gün büyüyen soru işaretleri durmaktadır.
Yazılacak, söylenecek çok şey var bu konuda!
Bu kısa özet bile “sahipsizlik” belgesi sayılmaz mı?
Türkiye’yi bu örnekten yola çıkarak içimiz kan ağlayarak da olsa “sahipsizlik” ile yaftalamak çok mu abartılı bir tutum?
Yorum sizindir!


Yorum bırakın