BELEDİYECİLİK

Yerel seçimler için yıldan az süre kaldı! Yarış kızışıyor. Ama, bu konuda da kötüyü ve olumsuzu ölçüt alan bir çerçeve çizilmiş durumda. Bizlerce üretilmiş olan “Çalıyor ama iş yapıyor!” deyişi bu olumsuz algının kanıtı sayılmalı! Ülkemizde belediyecilik özellikle son yıllarda bir yandan rant dağıtımı diğer yandan da göz boyayıcılık olgusuna indirgeniyor. Rant dağıtımı ile oluşan ayıbın ve suçun makyajla kapatılması anlamına da gelen bu olumsuzluk konusunda toplumun da yanılsama içinde olduğu kesindir.

Kentin kalbine ne kadar çok taşıt getirebilirseniz başarı sayılıyor. Kentin orta yerini ne kadar çok sayıda alt-üst geçitle donatırsanız trafik sorununu çözmüş sayılıyorsunuz.

Belediyecilikte üretilen kamu hizmetinin niteliğine yönelik denetim ise neredeyse gerekli görülmüyor.

MÜDÜRLER MASADAN KALKACAK

ESHOT Genel Müdürlüğü’ndeki daire başkanı ve müdürler, her gün mesailerinin iki saatini otobüslerle yolculuk yaparak ve duraklarda bekleyerek geçirecek. Uygulamayla hem kurum personeli denetlenecek, hem toplu ulaşımın işleyişini olumsuz yönde etkileyen unsurlar anında tespit edilerek raporlanacak. ESHOT Genel Müdürlüğü, idari personeline “alana çıkma” emri verdi. Genel müdürlükte çalışan 14 daire başkanı, 43 müdür ve 28 planlama personeli, bundan böyle masa başı görevlerine saat 08.00 yerine 09.00’da başlayacak. Akşamları ise 17.00 yerine 16.00’da ayrılacak. Bu süreler içinde her biri değişik bölgelerde otobüslere binecek, duraklarda bekleyecek; araçları, şoförleri ve hareket memurlarını denetleyecek ve her gün genel müdürlüğe yazılı rapor verecek. Uygulamanın tek amacı, personelin denetlenmesi değil. Toplu ulaşım işleyişini olumsuz yönde etkileyen, trafik akışını aksatan, şoförleri zor durumda bırakan olayların da aynı zamanda tespit edilmesi hedefleniyor. Uygulama çerçevesinde durakları işgal eden araçlar da fotoğraflanacak, gün ve saat kayıtlarıyla birlikte emniyet müdürlüğüne bildirilecek. (Cumhuriyet Ege, 22.03.2013)

Habere konu olan uygulamanın yaşananları yerinde görme bakımından yararı olacaktır. Hele bir de gereği yapılırsa! Canlı kamera uygulamasıyla sürücünün hoyratlıkları, kural tanımazlıkları ve kitle taşıma araçlarının eksiklikleri anlık izlemle saptanabilecektir. Diğer yandan, durakları işgal eden taşıtlar, toplu taşıma araçlarının işini zorlaştıran diğer sürücüler ve hatta görevini ihmal eden trafik polisleri de takılacaktır bu canlı kameraların kayıtlarına.

Özetle doğru bir iştir!

İzmir’de belediye çalışmaları konusunda çok haklı eleştiriler olduğu gibi övgüyü gerektiren işlerin görmezden gelinmesiyle belediyeye haksızlık yapılmaktadır. Oysa, okul sütü projesi bu kentte başlatılmıştır. Ulusal ölçekteki başarısızlığın tersine son derece başarılı bir iş çıkartılmıştır. Ayrıca, ilin yerel ölçekli üretimi desteklenerek yerel kalkınmaya katkı verilmiştir. Tam da bir belediyenin görev alanında olan  uygulamadır. (Bkz ekteki görsel)

Olur olmaz yerlere AVM kondurmak ya da EXPO ile kent kalkındırmak gibi uçuk ve dayanaksız projeleri ortaya atanların da gözlerinin içine sokulması gereken önemli uygulamalardan birisidir.

Tüm bu başarılar kentli tarafından yeterince sahiplenilmekte midir? Bu soruya verilecek yanıt belirsizlik içermektedir.

İzmir kentinin belediyesini yönetenler rant dağıtımını öncelikli bir görev olarak algılamayarak önemli öncülük yaparlarken; yerel kalkınma adına da önemli kararlar almakta ve uygulamaktadırlar.

Sahiplenilmeyi hak etmektedirler!

Ceyhun BALCI, 08.04.2013

 

 Görsel

 

Posted in

Yorum bırakın