ENSTİTÜLER KAPATILMASAYDI
“Keşke!” demekten alamaz insan kendisini kimi durumlarda. Hele söz konusu olan Köy Enstitüleri olunca. Enstitülerin 73. kuruluş yıldönümü coşkuyla ama biraz da “keşke” denerek kutlanıyor.
“İşitirsem unuturum,
Görürsem anımsarım,
Yaparsam öğrenirim” anlayışını yaşama geçiren kurumlardı.
Öğretirken eğiten, eğitirken üreten özgün aydınlanma yurtlarıydı. Karanlıktan henüz çıkmış bir toplumun gereksinim duyabileceği biricik ışık kaynaklarıydı.
Temcit pilavı gibi önümüze konup durmuştur. Kimi parlak zekâlılar Cumhuriyet tepeden inmeydi demişler ve demektedirler her fırsatta! Haksız değillerdir! Her devrim gibi Cumhuriyet Devrimi de tepeden inmiştir. İnsanlık tarihinde halka sorularak gerçekleştirilen tek bir devrim varsa eğer onların bu eleştirisini de sineye çekelim!
Enstitüler tepeden inme Cumhuriyet Devrimi’nin can damarıydı desek yanılmış olmayız. Devrimin kökleşmesi, toplumca özümsenmesi ve uzun ömürlü olması bu projenin başarısına bağlıydı. Kullaştırılmış insan yığınlarının yurttaş olması; kendi yazgılarını belirleme bilincine erişmesi hiç kuşkusuz bu yolla gerçekleşebilecekti.
Her devrimin başına gelmesi olası olan Cumhuriyet Devrimi’nin de başına geldi. Karşı devrim! Son derece doğal ve beklenen bir gelişmeydi. Önemli olan karşı devrim cephesinin değil bu devrimi korumakla görevli olanların tutumuydu.
Ne yazık ki, devrime kol, kanat germesi gerekenler gaflete düştüler ve bir hiç uğruna Cumhuriyet’in cansuyu kurutuldu.
O nedenle bugün keşke enstitüler kapatılmasaydı demek zorunda kalıyoruz. Enstitüler kapatıldığı için yurdundan, milletinden dilinden ve bayrağından vazgeçen sayısız insan üretebildik. Dış destekli silahlı eşkıya yoktan var olmuş Türkiye ile görüşüp, ülkeyi bölmeyi ve temelini dinamitleyebilmeyi seslendirebiliyor.
Üstelik tüm bunlar barış etiketli paketler içinde sunulabiliyor. Enstitü ışığından yoksun bırakılmış sessiz, fikirsiz ve bilinçsiz yığınlar etkin değil edilgen bir tutum sergiliyor…
Enstitülerin artık aramızda olmayan yaratıcılarına ve mezunlarına; ve elbette aramızda olmayı sürdüren ışık yayıcılarına saygıyla…
Ceyhun BALCI, 17.04.2013

Yorum bırakın