Görsel

 

SOLUCANLI ZEYTİNYAĞI(*)

 

(*) Önden söylemiş olayım! Bu yazının tiksinti duygularınızı harekete geçirebileceğini anımsatmak isterim. Diğer yandan, 2013 Türkiyesinden sarsıcı bir kare sunması bakımından da anlam taşıyacağını söylemek isterim

 

“Düşümdeki Uçurtma” belgeseli Türkiye Kas Hastalıkları Derneği (KASDER) ve İzmir Tabip Odası işbirliğiyle İzmir’de gösterime sunuldu. Belgesel, kas hastası çocuk ve gençler etrafında dönen yaşamı anlatıyor. Kadın, erkek, çocuk, geri kalmışlık, uygarlıktan kopmuşluk,…..

 

Yıkılmışlığın ve umarsızlığın ikiz kardeşi sayabileceğimiz umut tacirliği de eksik değil elbette!

 

Ölümcül kas hastalığının akıl ve bilim kanadından önerilemeyen çaresi fırsatçılara gün doğması anlamına geliyor.

 

Kas hastalığını iyileştirecek bir reçete! Bir miktar zeytinyağı ve yer solucanı bir kapta bekletiliyor. Oluşan bulamaç hastanın cildine uygulanarak iyileşme umuluyor. Bu olay filmin çekildiği ülkemizin güneydoğusunda yaşanmış. İstanbul çok mu farklı? Orada da kuzu pisliği akıllara durgunluk verecek şekilde hastanın vücuduna sürülebiliyor. Deneye yanıla işe yaramadığını gören umarsız yurttaşımız karanlıktaki yürüyüşünü sürdürme kararından dönecek gibi görünmüyor! Meğer kış kuzusu pisliği kullanmış tedavide! Yaz kuzusu pisliği kullanması gerektiğini keşfetmiş.

 

Yarım saatlik belgeselde yokluk, yoksunluk, çaresizlik, hüzün, göz yaşı fazlasıyla var! Dolaylı yoldan yansıtılan bir başka önemli anlatıyı göz ardı etmemek gerekiyor! Aslına bakılırsa yaşamın her alanında kendisini gösteren bir yanılsamanın da foyasını meydana çıkartmış oluyor bu kısa film.

 

Türkiye her alanda uçuyor diyenler yok mu? On yıl içinde dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmaya aday değil miyiz? Kısa zamanda kişi başına ulusal geliri üçe katlamadık mı? En akıllı telefonu kullanıp, en iyisinden otomobilin direksiyonuna kurulmuyor muyuz?

Durum böylesine mükemmelse “Düşümdeki Uçurtma”da anlatılan zavallılık da neyin nesi?

 

Kısa belgesele sığdırıl(a)mayanlar da var! Ülkemizin uygarlığa gark olmuş sayısız köşesinde kas hastası olduğundan habersiz yüzlerce kişinin yanı sıra kas hastası olduğunu sanıp da umar arayışına girişememiş bir o kadar insan var! Sağlık hizmetine erişimi grip olunca doktora çıkmak ve hemen ardından da ilacını (parasıyla) almaya indirgeyen sistemin şişinme şampiyonlarının da kulaklarını çınlatmadan geçmeyelim!

 

Karanlıkta kalmış insanların her geçen gün koyulaşan karanlık içindeki çaresizlikleri. Her şey Allah’tan diyen yazgıcılık, yakın akrabasıyla yaptığı evlilikten ısrarla sağlıklı evlat bekleyen cehalet!

 

Yakın ve uzak çevreleriyle çocuk yapma yarışına girişmiş ezilmiş, yok olmak üzere olan kadınlar!

 

Türkiye televizyonlarında parası karşılığında şarlatanlığa izin veren anlayışın onay gördüğü ülkede olana bitene şaşmak değil şaşmamak gerek!

 

Son bir söz de duygu sömürücülerine, var olan bozuklukları bahane edip fırsatçılık yapanlara! Sizler de bu belgeseli mutlaka görmelisiniz! Eğer biraz namuslu ve vicdanlıysanız bölücülüğü ve yıkıcılığı bırakıp genelde ülkenin ve özelde de bölgenin sorununun geri kalmışlık, cehalet ve daha da özlücesi feodalite olduğunu saptarsınız!

 

Solucanlı zeytinyağı, kas hastalıkları için değil ama tüm düzenbazların kendisine gelmesini sağlayacak denli etkili bir ilaç!

 

Ceyhun BALCI, 02.05.2013

 

 

 

Posted in

Yorum bırakın