İZMİR’DE BUGÜN
Türkiye ve dolayısı ile İzmir tarihi günler yaşıyor! Büyük ölçüde kendiliğinden gelişen bir halk hareketinden söz ediyoruz. Yaşamı boyunca böyle bir olayıın içine girmek bir yana yakınından geçmemiş sayısız insan gördüm bugün!
İzmir’i bilenler için değil ama bilmeyenler için açıklamam gerekir! İzmir’de Karşıyaka ve Göztepe spor kulüpleri arasında kıyasıya bir çekişme yaşanır. Öyle ki, çoğu zaman taraftarları değil yan yana gelmek uzaktan da olsa karşı karşıya bile gelemezler. Bugün İzmir’de bu iki spor kulübünün formalarını taşıyan sayısız yandaşın el ele, kol kola olduklarını şaşırarak izledim. Belki de yaşamlarında ilk kez ortaklaşa karşı duracakları bir durum saptamışlardı.
Yalnızca onlar mı? Geçtiğimiz bir kaç yıldan bu yana artan bir başarı ivmesiyle kendilerini gösteren TGB’nin de bugünkü eylemlere son derece ustaca önderlik ettiğini gözlemlemek de hem şaşırtıcı hem de sevindirici oldu!
Bugünkü eylemi bundan öncekilerle karşılaştırmak gerekirse; 2007 Cumhuriyet Mitingi uygun bir eşleştirme olur! Özellikle akşam saatlerinde katlanan kalabalığın coşkusu ve kararlılığı görülmeye değerdi.
Dikkat çeken bir başka önemli nokta ise bugünkü gösterilere egemen olan genç sayısıydı. Son derece fazla sayıda liselinin yanı sıra üniversite gençliği bugüne ağırlığını fazlasıyla koydu. Bu da sevindirici bir başka gelişmeydi.
Kalabalığın önemli bölümü zembereği boşanmış bir düzenek gibiydi. Bu denli içten ve coşkun davranan bir başka insan topluluğu daha var mıdır diye sormadan edemedim kendime insan manzaralarını izledikçe!
Bugünkü gösteriler öncelikle iktidarı titretse de muhalefete yönelik olarak da ileti oluşturacak türdendi. Sokakları inletenler muhalefete de nerede bulunması gerektiğini fazlasıyla anlatmakla önemli bir görevi yerine getirmiş oldular.
Selam olsun iktidara demek zorundayım!
Bunca zamandır muhalefetin yapması gerekeni yaptıkları ve uyanması neredeyse olanaksız görünen bu halkı uyandırıp, sokaklara döktükleri için!
Taksim Gezi parkı bu gösterilerin ve uyanışın simgesi olacaktır hiç kuşkusuz! Ancak, tek etken midir? İçki yasağı ve iki ayyaş söylemi dolan bardağın taşmasında önemli etkenler olmamış mıdır? Gözlemlerime dayanarak paylaşıyorum. Bugün İzmir’de içki içmek bir siyasi davranışa dönüştü. Pek çoğu sırf simge olsun diye içkilerini yudumlarken muhalif tutum sergilemenin yolunu bu davranışta bulmuş gibiydi.
Neden ve etken her neyse ortaya çıkan sonuç son derece olumlu ve umut vericidir. Bu olumlu durumun utkuya erişmesi için örgütlü ve kararlı bir önderliğe gereksinimi olduğu gerçeği de gözden kaçırılmamalıdır!
Yeni haftayla birlikte eylemlerin boyutunun çok daha etkili bir düzleme taşınması sonuç alınması doğrultusunda önemli bir gereklilik olarak gözükmektedir.
Özetle, iş bundan sonra partilere, sendikalara ve meslek örgütleriyle her türden demokratik kitle örgütüne düşmektedir. Duygulara değil akla, ayrıntılara değil gerçek hedefe yönelen bir önderlik çok şeyi değiştirme gücüne sahiptir.
Daha bir kaç gün öncesine kadar düşleyemeyeceğimiz olaylar yaşamaktadır Türkiye! Bu dip dalgasına yazık edilmemeli!
Türk halkı korku duvarını aşmıştır. Sırada diğer duvarları aşma görevi durmaktadır halkın karşısında!
Ceyhun BALCI, 01.06.2013



Yorum bırakın