Görsel

PENGUENCİLER

Halk hareketi sürecinde canımı en çok sıkan şey sevimli penguenin bir olumsuzluk simgesine dönüşmesi oldu. Pek çoğumuz yaşamımız boyunca pengueni ancak hayvanat bahçesinde görmüş olsak da bu hayvan dostumuzun sevimliliğinden kuşku duymamışızdır. Her haliyle sevimli gözükmüştür gözümüze. Adlarını (olumsuz anlamda) kullandığımız için bizi hoş görsünler! Sayısız günahlarımıza bir yenisini eklemiş olalım!

Sığındığı penguen belgeseliyle medya ve daha da kötüsü insanlık onurunun aşınmasına katkıda bulunan her türden basın kuruluşumuz tutsaklığının farkına belki de böylelikle varmış oluyordu. Halk hareketinin yükseldiği günlerde mızrağın çuvala sığmayacağını gören utanmazlık biraz olsun kırılmış ve görmez-duymaz-konuşmaz medyanın dili çözülür gibi olmuştu.

Kim bilir kaç kez söylenmiş, yazılmış ve çizilmiştir. Türkiye’de gerçek anlamda medya yoktur. Olması da olası değildir. Medya başlığı altında listelenen kurumlar bir zamanlar kendi çıkarlarının bekçiliği amacıyla çıkmıştır ortaya. Bugün öyle bir amaçları ve hedefleri bile kalmamıştır. Kayıtsız ve koşulsuz bir iktidar destekçiliği kaçınılmaz güncel görevdir. Bu yerine getirildiği ölçüde medya baronunun diğer faaliyetleri dokunulmazlık ve ayrıcalık kazanmaktadır.  Olmak ya da olmamak meselesi gibi bir şey!

Penguenciler halk hareketinin kabardığı günlerde biraz olsun haberciliğe yönelmeyi akıl etmişlerdi. Bu durum zorunluluktan kaynaklanmıştı. Zaman geçip de ulu hakan ipleri yeniden eline alınca eskiye dönmekte gecikmediler.

Artık, sıra halk hareketini karalamaya, değersizleştirmeye gelmiştir. Şimdi yaptıkları budur!

Bunların değil medya olarak anılmaya yamaklık yapmaya bile yetmeyecek bir çapta olduklarının altını bir kez daha çizelim!

Medya görevini yerine getirmek için niyeti olup da parası ve teknik olanağı yetmeyenler bir yanda; penguencilik diğer yanda!

Adını penguencilik koyduğumuz bu rezalet de ancak diğer kepazelikler son bulduğunda tarihe karışacak gibi görünmekte!

Bileşik kaplar kuramındaki gibi her şey biri birine bağ(ım)lı!

Gençlerin öncülüğünde kabaran direnç aslında dışarıdaki tutsaklara özgürlüğünü de sunmuş oldu! Ama, adına özgürlük denen güzellik de kullan(mayıcı)ıcısı kadar değer taşıyor. Halk hareketi korku duvarının aşılması ve toplumsal özgüvenin tazelenmesinin yanı sıra özgürlüğü dillerine dolayıp kendisi kullanmayanların maskesini de düşürdü.

Ana akım Türk medyasının özgürlük sözcüğünü ağzına almaya hakkı yoktur. Özgürlüğe çok meraklı ve saygılıysa önce kendisi kullanmalıdır.

Ceyhun BALCI, 20.06.2013

Posted in

Yorum bırakın