bagÖLÜMCÜL İKİLEM

Anayasal vatandaşlık mı Ulusal vatandaşlık mı?

İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler “Türk ulusu ile Kürt milliyeti eşit değildir” dediğinde sayısız saldırıyla karşılaşmıştı! Kafatasçı diyenlerin yanı sıra hoca okumuş ama öğrenememiş diyenler de çıkmıştı. Bilimsel açıdan doğruları söylese de zamanın ruhuna uymayan bir çıkış olduğu kesindi. Hemen her şeyin oy kantarına vurulduğu bir ülkede yaşadığınızı anımsayınca olanlara şaşırmak  yersizdi.

1982 Anayasası sayısı yüzlerle ifade edilen değişikliğe uğramış olsa da cunta anayasasından kurtulmalıyız söylemi toplumsal destek sağlamada işe yarıyordu. Sivil ve özgürlükçü anayasadan anlaşılması gereken girişteki üçüncü maddenin yerle bir edilmesiydi. 3. maddeyi anımsamakta yarar var : “Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli Marşı İstiklâl Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.”Türk vatandaşlığı ve anadilde eğitimle ilgili maddeler dümdüz edildiğinde üniter yapı ve ulusal devlet modelini tarihe gömmenin önündeki engeler ortadan kaldırılmış olacaktır!

Bugün yeni anayasa adı altında sürdürülen tartışmalar gerçekte ulusal ve üniter Türkiye Cumhuriyeti devletinin ölüm fermanını imzalatma çabalarından başka bir şey değildir. Elbette, bu yapılırken Türk insanı uyuşturulmalı, gerçekler gözden kaçırılmalı ve süreç sonunda bu katliamı gerçekleştirenler siyasi zarar görmemelidirler! Oyları yerli yerinde olmalı, her iki kişiden birisi ülkenin yok luşunu desteklemese de hiç olmazsa sessiz kalmalıdır.

Artık, tartışma vatandaşlık ve anadilde eğitim konularına kilitlenmiştir. Hukukun üstünlüğünden söz edilse de; kuvvetler ayrılığı anlamına gelen hukuk devletinden ve ülkedeki önde gelen çelişki ve sorun kaynağı olan gelir dağılımı eşitsizliğinden söz edene rastayamıyor oluşunuzun nedeni de budur.  Gerçekte yeni anayasa yapımından ileriye gidişten çok sahip olunan bir değerin, ülkenin elden çıkartılışına halkın onamının alınma çabalarını anlamak gerekiyor.

Yeni anayasa görüşmelerinde sosyal devlet, gelir dağılımı, adalet ve kalkınmanın yanı sıra laiklik ve ülkenin varlık nedeni ve önderi oan Mustafa Kemal Atatürk’ten ve ilkelerinden de söz edilmemesi bu bağlamda olağandır.

Türk vatandaşlığı yerine TC vatandaşlığını koyup, yanına da
resmi dil Türkçe’nin egemenliğini kıran madde eklendiğinde yeni anayasa ya da başka deyişle yokoluş senedi kotarılmış olacaktır!

Böyle bir ucubenin adı da İmralı hükümlüsü tarafından çoktan konmuştur : Demokratik Ulus! Kuşkusuz ne var bunda, kulağa da hoş geliyor diyecekler çıkacaktır! Belki de öyledir ama, hiç unutulmasın ki; en acı ilaç bile tatlandırılarak kolaylıkla içirilebilir. Cehenneme giden yolun da iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğu akıldan çıkartılmamalı!

Ceyhun BALCI, 08.08.2013

Okuma önerisi : Akıl Tutulması, Birgül Ayman Güler, İmge Kitabevi, Haziran, 2013.

Posted in

Yorum bırakın