ELDE BAYRAK, DİLDE TOPRAK
Urfa’nın Suriye sınırboyunda yaşamak ateşten gömlek giymeye eşdeğer! Can korkusu Urfalı köylüyü gerçekleri görmekten alıkoyamamış.
Urfalı köylü kendisini itip kakan, adam yerine koymayanlara da okkalı bir ders vermiş bu bilgece tutumuyla.
Birkaç yüz köylü Akçakale-Yardımcı karayolunu trafiğe kapatarak seslerini duyurmuş.
Elde bayrak, dilde toprak!
Eldeki Türk bayrağı asıl sorundan kopup, emperyalist kurguların peşine takılan “açılımcı” şaşkınlara ders veriyor. Ne ulusal devletten ne de üniter yapıdan vazgeçmenin gerekmediğine vurgu yapıyor.
Bir köylünün basına yansıyan şu sözleri çok önemli!
“Atadan kalan ve yıllardır ekip biçtiğimiz topraklar Hazine’ye kaydırılınca perişan olduk. Büyük bir göç verdik. Şayet ekip biçecek toprak bulamazsak köyümüzü terk etmek zorunda kalacağız. Toprağımız olmadığı için devletin verdiği hiçbir destekten faydalanamıyoruz. Kendi topraklarımızı bırakıp başka illerde tarım işçisi olarak çalışmak zorunda kalıyoruz. Daha önceden işlediğimiz bu toprakların yapılacak reform ile hak sahiplerine dağıtılmasını istiyoruz.”
Aklın yolu bir!
Elindeki bayrakla devletine, vatanına sahip çıkan bilgelik bir kaç tümceyle sorunu yalın şekilde ortaya koyma becerisi gösterebiliyor! Anadilde eğitim, anadilde sağlık, federasyon, konfederasyon, demokratik ulus lakırdılarıyla suyu bulandıran; sorunu çözmek yerine sorunun parçası olmaktan kurtulamayanlara verilen ileti çok öenmli!
Toprak Devrimi!
Cumhuriyet döneminde eksik ve başarısızlık aranacaksa toprak sorunu en doğru adrestir. Bir kaç kez yaklaşılan ama bir türlü erişilemeyen devrim! Cumhuriyet Devrimi’ni kesintiye uğratan, etnik ve dinci soslu Truva Atlarını harekete geçiren yumuşak karın!
Sağolasın köylü kardeş!
Okumuş, yazmış ve dahi dirsek çürütmüş ama bu basit sorunu bir türlü algılayamayan kalın kafalılara ders verdiğin için!
Ortalama anlak sahibinin kavrayabileceği bu yalın gerçeğin ortalamanın üzerinde anlak sahibi yönetenlerce anlaşılmaması olanaklı mı? Elbette hayır!
Topraksız köylü, umarsız birey demek!
Umarsız birey, ya kente göçmeye hazır ya da kula kul olmaya teşne insan demek!
Kente göçmüş köylü muhtaç vatandaş demek!
Muhtaç vatandaş, sandıkta keklik oy demek!
Elbette vazgeçemezler böyle ağız sulandırıcı bir olanaktan!
Umutsuz muyuz? Kesinlikle hayır!
Başka bir Türkiye ve başka bir dünya mümkün diyoruz!
Bu nedenle “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” diye haykırıyoruz…
Ceyhun BALCI, 20.08.2013


Yorum bırakın