HEM ÇAĞDAŞ, HEM ULUS!
Çağdaş Ulus! İçimizden bir gencin adı! Gazeteci. Henüz otuzuna varmamışken yaşamının 9 ayı gasp edilmiş. Rastlantı olsa gerek ki; günümüzde mumla aranan iki saygın kavram bu genç gazeteciye ad ve soyad olmuş.
O da bir şafak vakti gün ağarırken dünyası kararanlar topluluğuna katılmış! Bir sabah gün ışımadan polis baskınıyla başlayan olaylar silsilesi önü alınamaz bir kin ve nefret yağmuruna dönüşmüş.
Vatan gazetesinde çalışan bu genç gazeteci sayısız PKK karşıtı habere imza atmış olmasına karşın KCK ile ilişkilendirilerek tutuklanmış. Pasaportundaki giriş-çıkış damgalarının bile çürütmeye yeteceği suçlamalar üzerinden sanık yapılmış. Yetmemiş! Yaşamından 9 ay çalınmış. Yine de şanslıymış! Dokuz ayda sona ermiş tutsaklığı!
KCK ile ilişkilendirilmesine bir gazeteci olarak, gazetecilik kapsamında telefon görüşmeleri yaptığı Fırat Haber Ajansı çalışanıyla ilişkisi delil (!) olmuş.
Günümüzde küçüle küçüle cebimize girecek boyuta indirgenen devlet aygıtına yüklenebilecek iki görev olan güvenlik ve yargının içine düşürüldüğü acınası durum bir kez daha gözler önüne seriliyor Çağdaş Ulus’un başına gelenle. Onun yaşadıkları Türkiye’nin yaşadıklarının baş küçük bir kesiti olarak dağarcığımızdaki yerini almış oluyor.
Bu genç gazeteci başına gelenlere öfkelenip yaşamdan kopmak yerine deneyimini “Cemaat İsterse” (*) (Kaynak Yayınları, Eylül, 2013) adıyla kitaplaştırmış. Kitaptaki sayısız örnekten birisi hiç unutulacak gibi değil.
Polis Çağdaş’ın evinde arama yapıyor. Kanıt olabilecek nesneleri götürmeden önce tutanak tutuyor. Götürdükleri arasında Çağdaş’ın pasaportu da var. Ama, her nedense bu önemli belge tutanakta yer almıyor. Çağdaş’ın üzerine atılan suçu tek başına çürütecek olan bu önemli belge geçici de olsa ortadan kaldırılmış oluyor.
Kes-yapıştırcı polisin, he deyicisi yargıya da Çağdaş’ı tutuklama rolü düşmüş bu oyunda.
Zaman zaman öfkelenerek, kimi zaman da gözleriniz buğulanarak okuyacaksınız bu ibretlik kitabı!
Çağdaş Ulus artık özgür. Hep kayıplarını yazdık! Hiç mi kazancı olmamış? Çalışma arkadaşlarının yanı sıra o sıralarda Vatan’da yazmakta olan bugünün çiçeği burnunda Aydınlık yazarı Mustafa Mutlu’nun güvenini ve desteğini kazanmış. Mustafa Mutlu o denli güvenmiş ki Çağdaş’a bu olay bana kızımın yanı sıra bir de oğul kazandırdı demiş. Çağdaş ikinci bir baba sahibi olarak çıkmış bu can sıkıcı ve acı verici süreçten. Paha biçilmez bir kazanç!
İleri demokrasi yolunda dev adımlarla yürüyen Türkiye’den bir insan manzarası! Okunmalı, özümsenmeli, söylem ve eylemlere maya olmalı!
Ceyhun Balcı, 06.10.2013


Yorum bırakın