PISA
(Program for International Student Assessment)
Ağırlıklı olarak OECD üyeleri olmak üzere 56 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen PISA sonuçları son derece çarpıcı veriler sunuyor. Türkiye’nin gerilerde kalmış olması ve bu konumunu koruması üzüntü verici bir durum! Ama, şaşırtıcı da değil! Her alandaKİ dinselleşmenin eğitim-öğretimi de pençesine aldığını düşünürsek sonuçlar önümüzdeki yıllarda çok daha can sıkıcı olacak!
Matematik, Fen ve Okuma-Yazma (okuduğunu anlama) dallarında bu yılın ilk dört sırası uzak doğu ülkelerinin egemenliği altına girmiş durumda. Bir tek fen’de Finlandiya ilişebilmiş listeye! O da 4. sıradan!
Bunda da şaşırılacak bir durum yok! Dünyanın merkezinin hemen her anlamda doğuya kaydığı bu dönemde doğunun başarısının rastlantısal olmadığını söylemek pek ala olası bu sonuçlara dayanarak!
Okumamak ya da az okumak şeklinde kendisini gösteren sorunun yaşam başarısını birleyen bir etkene dönüştüğüne vurgu yapmak kaçınılmaz!
Geçtiğimiz yıllarda gözüme ilişen bir çalışma olmuştu! Türkiye’de çeşitli sınavlarda derece yapmış öğrencilerin son derece temel fen kurallarına ilişkin soruları başarıyla çözdükleri saptanmış! Ancak, bu seçkin öğrencilerin önemli bir kusuru da varmış! Sorularını yanıtladıkları temel bilimsel kuralların yaşamdaki karşılıklarını bilmemek gibi.
Öğretim ve eğitim yaşama tutunma ve yanı sıra üretime katılma amacıyla yapılmıyor mu? Bu alandaki başarısızlıkların yaşam başarısızlığı anlamına geldiğini söylemeye gerek var mı? Bu saptamaya karşılık falanca ya da filanca son derece başarılı ve iyi de parasal kazanç sağlamakta diyenler çıkabilir. Ancak, sorun böylesi bireysel başarıların arkasına saklanacak denli basit değil! Gerçek, halk yığınlarının yaşamında ve düşük gönencinde kendisini gösteriyor.
Kalkınmanın, ilerlemenin ve bilimsel sıçrama yapmanın tek yolu geleceğimiz olan çocuklarımızı iyi eğitmekten geçiyor. Bu başarılamadığı sürece yerinde saymaya devam!
Ceyhun BALCI, 10.12.2013


Yorum bırakın