Image

OTOBÜSTE İŞİTTİKLERİM

Tren, vapor, metro ve belediye otobüsleri insanların serbest kürsüsü işleviyle yüklü.

Dün (20.12.2013) 63 numaralı EVKA 3- Gümrük otobüsünde Alsancak’a yolculuk etmekteyken bir kaç dakika sonra işiteceklerimi kestiremezdim. Adliye durağında otobüse binen son derece çağdaş görünümlü çift yanı başımdaki koltuğa oturuyor. Çok geçmeden erkeğin duyulabilir tonda yorumları başlıyor. Kulak kesilmeme gerek yok! İstemesem de işitebiliyorum! Gazeteye göz atmaktan vazgeçip, özenle dinlemeyi seçiyorum.

Kod adı ayakkabı kutusu olan güncel rezalete bir de başka açıdan bakma olanağı doğmuş oluyor bu kulak misafirliğiyle. Meğer, Türkiye döviz kazanıyormuş böylelikle.  Ayakkabı kutusundaki milyon dolarlar hırsızlık ürünü sayılmazmış. Ülke kazanırken lafı bile olmazmış bu yeşil dolarların, turuncu avroların! Ülkenin önünü kesme girişimleriymiş gerçekte bu operasyonla yaşananlar.

Otobüsteki serbest kürsüye daha fazla tanıklık edemeyeceğim için üzgünüm. Acelem var, Alsancak’ta inmeliyim! Kendisini onaylayan hanımefendinin yanındaki beyefendinin son sözleri de yerelle ilgiliydi.

İzmir bir fırsatı kaçırma noktasına gelmiş son babalı-oğullu rezalet yüzünden. Belediye seçimlerini bir kez daha CHP’nin kazanacağına kanaat getirmiş belli ki yandaş beyimiz! “Şu CHP de ne şanslı, yine dört ayak üstüne düştü!” işitebildiğim son sözleriydi. Başka ne inciler saçtı bu yurttaşımız bilemiyorum. Zamanım olsa sonuna dek duymak isterdim.

Görüştür, eğilimdir deyip geçmek vardı bu sözlere! Oysa, en olumsuz şeylerin bile nasıl rasyonalize edileceğine ibretlik bir örnekti işittiklerim. Türkiye’deki kutuplaşmanın boyutlarnı göstermesi bakımından da anlamlıydı duyduklarım. Şaşırtıcı olduğu kadar ürperticiydi demekten başka söz bulamıyorum! Böylesine kabul edilemez olaylara bu denli soğukkanlı yaklaşım olabilir mi sorusunun yanıtı ne yazık ki “evet” olmak durumunda!

Ceyhun Balcı, 21.12.2013

 

Posted in

Yorum bırakın