ŞEYTAN AYRINTIDA GİZLİDİR!

 

Sekiz sütuna iri puntolu manşetleri, albenili görselleri gaz ardı etmek neredeyse olasılık dışıdır! Bu nedenle, bazen gazetelerin kıyıda, köşede kalmış haberlerinde çıkarım yazı avına! Kimselerin görmediği, görse de zahmete girip okumadığı haberler ipucunun büyüğünü içerir.

 

Seçimlerden önce 31 Mart’ın başka bir Türkiye’ye uyanmak anlamına geldiğini öngörmüştük. “Demokratik Özerklik” kılıflı bölücülük işbaşı yapacaktır demiştik.

Resim

Her ne kadar muhalefet eder gibi yapanlar dile getirmese de seçim meydanlarında başçalanın yanı sıra başbölenin de öne çıkartılması gerekir demiştik. Elimizde top, tüfek (pardon medya gücü) olmadığı için sesimiz kısılıp gitmişti.

 

İlk haber Tunceli’den! Ne zaman koltuğa oturdunuz? Ne zaman Belediye Meclisi toplantısı yaptınız? Cumhuriyet’ten kalma son izler de silinmiş Tunceli’den! Ortaçağ’a dönüş koşar adım olacak anlaşılan!  İş TBMM’nin Tunceli’yi Dersim’e dönüştürmesine kaldı. Bunca aceleyi karşılıksız bırakmayacaklardır! O da yakındır!

 

Tuncelili Kılıçdaroğlu’nun seçimden önce memleketinde Seyit Rıza Parkı’nda verdiği ileti anlam kazanmış oldu! “AKP gitse de, açılım sürer!” O gün, “aman oylar bölünmesin”diyerek görmezden gelenlerce umarım şimdi anlaşılmıştır “Vehbi’nin kerrakesi!”

 

Bir sayfa önce sığıntı gibi duran bir başka haber yukarıdaki anlatıya şaşıranları aydınlatmaya yönelik türden! Türkiye Cumhuriyeti’nin başına gelmiş en büyük belalardan biri olan Kemal Derviş hangi sıfatla olduğu anlaşılmasa da CHP’ye ayar vermiş. “CHP şovenizmi terk etmeliymiş!”  Huylu huyundan vazgeçmiyor! 2002’de yaptııklarını yineliyor. Seçimlere zaman varken, hükümete kama sokup yerle bir eden Derviş bu kez kaldığı yerden CHP’ye yükleniyor. Ulusal çıkar duyarlılığını, vatan ve millet sevgisini “şovenizm”le yaftalayıp muahlefeti iyice söndürme amacına bir kez daha yönelmiş oluyor.

Resim

“Derviş’tir ne yapsa yeridir!” deyip geçebilirdik. Ama, böyle bir durumda ayar verdiği CHP’nin takınacağı tutumu merak etmeden durabilir miyiz?

 

Özetle, Türkiye’de tabanda olmasa da tavanda tüm partiler biri birine benzeşip dikensiz gül bahçesi mi oluşturacaklar? Yoksa, birileri gerçeğin farkına varıp karşı durabilmeyi akıl edebilecek mi?

 

Ceyhun Balcı, 06.04.2014

Posted in

Yorum bırakın