Resim

 

SOMA’DAKİ ŞEYTAN ÜÇGENİ

Güncel olduğu için Soma’dakinden söz ediyoruz. Oysa, şeytan üçgeni kömür madeni işletilen her hangi bir yurt köşesi için söz konusudur. Öfkeli, hiddetli ve kızgın olmamız doğal. Bu ortamda çizmeleriyle cankurtaranı kirletme kaygısındaki emekçi kardeş hepimizin ilgi odağı oldu. Çok sevgideğer bir ikon olduğu kuşkusuz! Ama, duygusallığa takılıp kalmak çözümsüzlük anlamına da gelecektir!

Rödovans ile başlayalım. Dilimizin bile güçlükle döndüğü bu yabancı kökenli kavram ruhsat sahibinin madenini ikinci kişiye kiralaması olarak anlaşılabilir.  Ruhsat sahibi ise çoğunlukla devlettir.

Madeni ruhsat sahibinden kiralayanlar taşeron kullanarak ortama üçüncü kişileri çağırmış olur. Ne farkı var diyenlere artık sendika ve hak arama ortamı kalmadığını söylemekle yetinelim.

Bu zincirin tek gerekçesi vardır : “DAHA FAZLA KÂR!” Kutsal amacın kâr olduğu yerde güvenlikten ödün verilmesine şaşırılmaz. Daha az havalandırma, daha az bakım-onarım, daha az harcama anlamına gelir. “Fıtrat” denen ortaçağ kavramı da bu nedenle dillendirilir. Yazgıcı insanımız böylece can evinden vurulmuş olur.

Maden emekçisi 15 bin Somalı’nın ancak % 10’u sendikalı, başka deyişle örgütlüdür. Özgürlük ve demokrasi adına insan aklıyla alay edip, laiklik temel taşını yerinden oynatmakta sakınca görmeyenler sendika, örgüt, hak, hukuk söz konusu olunca ortalarda görünmezler.

Borçlu toplumun, borçlu bireyleri ne pahasına olursa olsun para kazanmakla yükümlüdür! Yaşam döngüsü ancak bu şekilde güvenceye alınabilir!

Rödovansla başlayan taşeronlaştırma/özelleştirmeyle süren zincirde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin zerre kadar önemi yoktur. Olayın sıcaklığı geçtikten sonra maden yeniden işletmeye alınacak olduğunda orada ölüme gitmek için yüzlerce insanın biri birinin önüne geçme çabasına tanık olunduğunda kimse buna şaşırmamalıdır.

İş güvenliğini sağlamada sendikaların ve meslek odalarının rolü tartışmasızdır. Taşeronlaştırma ve özelleştirmenin anlamı güzelleştirmedir. Bu güzelleştirme patron için geçerlidir. Güzel ölmeye hazır yığınların varlığı onların biricik güvencesidir. Bu güzelleştirmede sendikaya meslek odasına ve dolayısı ile akla yer yoktur!

Duygulardan sıyrılmanın, gerçekleri saptamanın zamanıdır!

Aylardır çığlık atan Yatağan işçileri belki şimdi anlaşılabilirler. Vatan, namus ve emek mücadelesine girişmiş olan Yatağan emekçilerinin gözümüzün içine soktuğunu hiç olmazsa bu kez ıskalamayalım!

Şeytan üçgeni bozulmadıkça kömür madeni cinayeti öndeliğimiz uzak ara sürecektir!

Bir sonraki maden faciasına dek uykuya dalmamak dileğiyle!

Ceyhun BALCI, 15.05.2014

 

Posted in

Yorum bırakın