BOZUK PLAK
Bozuk plak bir süre ara verdikten sonra yeniden çalmaya başladı!
“Ege Denizi depremi İstanbul depremini tetikler mi?”
Bu tutumu cehalet, saygısızlık ve akılsızlıkla tanımlamak yeterli olur mu? Gök gürlemesi, şimşek çakması ya da yeni bir güne uyanmak kadar doğal bir olay olan depremi bu denli korku ve ürkü gerekçesine dönüştürmek başka nasıl açıklanabilir?
İstanbul ülkenin beşte birini barındıran bir kent! İşte akılsızlığın başladığı noktadır bu! Ülkenin beşte birini gettoya doldurup, ekonominin varını, yoğunu küçük bir alana boca edip kaygılanmamak elbette ki olanaksız! Üzerinden 15 yıl geçmiş olan Marmara Depremi’nde İstanbul’un nüfus ve ekonomi yoğunluğunun ivedilikle seyreltilmesi gereği dile getirilmişti. Dini, imanı para olan akıllılarımızın bu gibi akılcı öğütlere kulak asmayacaklarını kestirmek güç değildi. İstanbul o günden bu yana daha da büyüdü, yoğunlaştı.
Başka birçok felaket gibi Marmara Depremi de deneyime dönüşemedi haliyle!
Üçüncü köprü ve havaalanı bahanesiyle kenti azmanlaştıran, kalan yeşilini de kurutan yaşam düşmanlarının aklına gelebilecek olan deprem korkusu dünden bu yana medyamızın biricik konusu oldu. Biraz da bugün konuşulduktan sonra, yarına iz bile kalmayacaktır depremden.
“İstanbul’u tetikler mi…” yollu sorular insanı insanlığından utandıran boyutlara erişti! Gökçeada, Çanakkale, Kütahya, Bingöl, Ağrı, Erzurum, Elâzığ ya da bir başka yurt köşesi yanabilir, yıkılabilir, yok olabilir!
Yeter ki, İstanbul’a bir şey olmasın! Orada kurulan saadet çarkı dönmeye devam etsin! İnsan uygarlığının sonunu getirmesi kaçınılmaz olan sınırsız büyüme sürüp gitsin!
İstanbul’a bir şey olursa düzenbaz, ahlâksız, namussuz, çıkarcı ve karanlık kafalar da tarihe karışabilir! Sefil ve rezil anlayışlarının altında kalmaktan korkanların sorusudur “İstanbul depremi tetiklenir mi?”
Ceyhun BALCI, 25.05.2014


Yorum bırakın