YILDÖNÜMÜNDE GEZİ
Birkaç ağaç için başlayan Gezi başkaldırısının başlangıcı için farklı tarihlerden söz edilebilir. Ben 1 Haziran diyorum. İzmir’de 1 Haziran 2013 günü toplanan kalabalık 2007’deki Cumhuriyet Mitingi ve 2013 Cumhuriyet Bayramı’ndakilerle karşılaştırılabilir çokluktaydı. Daha da önemlisi bir araya gelenlerin çeşitliliği ve dinamizmiydi. Yerinde duramayan kalabalık her türlü programdan yoksun şekilde ve kendiliğinden kentin orta yerindeki yolları defalarca arşınlamış ve yine de yorulmamıştı.
Yolda karşılaşsalar biri birlerini boğazlayacak olanlar ortak hedefte buluşabilmişlerdi.
Ortak payda üzerinde yaşadığımız toprak parçasını var eden değerlerdi. Elinde Türk bayrağı, dilinde Atatürk’le alanlara dökülenlerin yönetenleri rahatsız etmesi kadar çok doğaldı!
Bir yandan açılımın sekteye uğraması diğer yandan başkanlık sistemi hevesinin kursakta kalması önde gelen telaş gerekçesiydi!
Anımsayalım! İmralı kaynaklı müdahale buyruğu bomba gibi düşmüştü gündeme!
Özellikle, mezhep çatışmasını körükleyecek türden kışkırtmaların MİT ve polis bağlantılı gruplarca tetiklenmekte olduğu şimdilerde sıkça seslendirilir oldu! Böyle bir savın belgeye dayandırılamayacağı açık! Ancak, bu gibi adlarının bile anılmasına gerek olmayan grupçukların MİT bağlantısı olmasa da hükümetin istediği yönde tutum aldıkları ortadadır.
Gerek etnik bölücülerin ve gerekse sol kisveli grupçukların Gezi sürecine müdahalesi güneşin altında eriyen buz gibi etki yarattı. Bu erimeye İzmir’de 2013 haziranında her geçen gün üzüntüyle tanık olundu. Başkaldırıya kama sokma anlamına da gelen bu girişimlerin yer yer polis şiddetini çağıran bir eğilim gösterdiğini fazlasıyla gördük!
Hamaseti bir yana bırakarak yıldönümünde Gezi sürecini bu gözle değerlendirmek gerçekçi olacaktır!
Bugünkü bir gazete haberi Gezi’nin olması gereken yörüngeden kimler tarafından ve neden çıkartıldığı sorusunu yanıtlamaya yardım edebilir.
Yeri gelince göz çıkartmaktan, can almaktan sakınmayan destancı Türk polisi ne denli engel tanımaz bir tutum içindeyken; PKK eylemleri karşısında eli kolu bağlı TSK’nin muhtarlar aracılığıyla örgütten ricacı konuma düşmüş olması her şeyi tüm açıklığıyla ortaya koymuş olmuyor mu? (Aydınlık, 01 Haziran 2014)
Toplumu ortak paydada buluşturması durumunda Gezi süreci güçlü bir şekilde canlanabilir. Tersi durumda ise döne döne 2013’te bir hafta on güne sığan efsanevi başkaldırıdan söz eder dururuz.
Ceyhun BALCI, 01 Haziran 2014



Yorum bırakın