neymar

NEYMAR’IN BAŞINA GELEN!
Bir önceki yazıda Dünya Kupası bağlamında spor basınımızın sefaletine değinmiştim. Yazılı basının yokluğunda görsel basın tek ilgi alanımız olmak zorundaydı.
Brezilya-Kolombiya maçında Neymar bir ikili mücadele sırasında sakatlanarak oyun dışı kaldı. Yapılan görüntülemede 3. bel omurunun yan çıkıntısında kırık olduğu anlaşıldı. Bu son derece önemsiz sayılabilecek kırık hastanın adı Neymar olunca önem kazandı. Ülkemizi ve futbolumuzu yönetenlerin sefaletine ayak uydurmakta gecikmeyen TRT bu olayı da magazinleştirerek yansıtmayı seçti.
Neymar’ın sakatlandığı pozisyonda karşısındaki Kolombiyalı’nın sakatlayıcı harekette bulunduğu incisi saçıldı ortalığa. Tanrı korusun Neymar yaşamsal bir yaralanma geçirse karşısındakini cinayete girişmekle mi suçlamak gerekecekti?
Spor alanlarında ölüm görülmemiş bir durum değil!
Yetmişli yılların sonundaki bir Universiade sırasında tramplenden atlayan Sovyet sporcu kafasını çarpıp suya düştüğünde oluşan manzara aklımdan hiç çıkmaz. Siyah-beyaz ekranda suya yayılan kan dehşet vericiydi. Bu hesapça canına mı kıymış oluyordu Sovyet atlamacı?
Bir eskrim şampiyonasında yine bir Sovyet sporcunun başına geleni unutmak olanaklı mı? Kasktaki gözeneği aşan karşıtının kılıç ucunun Smirnov’un gözüne girip beynine erişeceği ve ölümüne yol açabileceği hiç kuşkusuz öngörülebilen bir olasılıktı. Öngörülemeyen, koruyucu kaskın işe yaramaz duruma düşmesiydi. Smirnov bir cinayet kurbanı mıydı?
TRT’nin seçme ve süzme yandaş oldukları anlaşılan yorumcularından birisi işi Neymar’ın kırığını irdelemeye ve ancak hekimlerin yapabileceği yorumlara vardırınca sözün bittiği yere gelmiş olduğumuzu anlamış oldum!
Konu spor da olsa yayıncılık sorumluluk gerektiren bir durum! TRT’nin başına çöreklendiği bilinen sefil anlayışın kurumun hücrelerine işlediği anlaşılıyor!
Bu sorumsuzluk Dünya Kupası izleme zevkini olumsuz yönde etkiliyor!
Ceyhun BALCI, 06.07.2014

Posted in

Yorum bırakın