MAVİ PLASTİK DAMACANALARDAKİ TEHLİKE
Tayfun Özkaya
Yurt Gazetesi, 31 Temmuz 2014
Mavi plastik damacanalara teknolojik yöntemlerle denetleme geliyormuş. Her damacana takip edilebilecekmiş ve aşırı sayıda kullanımına engel olunacakmış. Bu bir gelişme gibi görünmekle birlikte olayı daha kökten almaya ne dersiniz? Bu kadar teknolojiye gerek var mı? Bu önlemler bu yatırımları yapamayacak şirketleri elemek için olmasın?
Mavi damacanalarda satılan sular ne kadar sağlıklı? Elimde ABD’de kurulu Tarım ve Ticaret Politikası Enstitüsünün bir yayını var. (Smart Plastic Guide, Healthier Food Uses of Plastics, http://www.iatp.org/files/421_2_102202.pdf)
Önce elinize boş bir mavi damacana alın. Dibine bakın. Bir üçken içinde 7 sayısını göreceksiniz. Bütün plastik kaplarda böyle bir üçken içinde birden yediye kadar sayılar var. Rehbere göre 3, 6 ve 7 sayıları bulunan plastikler içinde gıda ve içecekler bulunmamalı. Diğerleri yani 1, 2, 4 ve 5 ise olabilir. Ancak bu onların da tamamen zararsız olduğu anlamına gelmiyor. 367 sayısını ezberlemenizde yarar var. Ege Üniversitesinde bir öğrenci kafeteryasından çay aldım. Yumuşak beyaz plastik bardağın altında 3 yazıyordu. Yani zararlı. Bu üç numaralının diğer birçok zararları yanında karaciğerde kanser yaptığı yönünde güçlü şüpheler var.
Rehbere göre 7 numaralı plastiklerde bulunan BPA maddesi insan hormonu olan östrojeni taklit ediyor. Yapılan araştırmalar BPA’nın prostat kanser hücrelerini uyardığı, fare ve insanlardaki erken aşamadaki meme kanserine benzeyen meme dokusu değişiklikleri oluşturduğunu kaydetmekte.
Su firmaları bu konuda ne diyor diye baktığımda bu zararların katlanabilir olduğu şeklinde açıklamalar okudum. Peki, siz şimdi diyeceksiniz ki kime güvenelim? Gerçekten bu konuda dünyada ciddi bir problem var. Ancak bu sorundan kaçamazsınız.
Rehberdeki bir bilgi bu güvenilirlik sorununa ışık tutuyor gibi. Yedi numaralı plastik olan BPA konusunda 115 adet hayvan araştırması varmış. Bunların % 81’inde düşük düzeyde BPA’ya maruz kalındığında bile zararlı etkiler görülmüş. Özel sektörden mali destek alan 11 araştırmanın ise hiçbirinde önemli bir zararlı etki saptanmamış. Hâlbuki devletten mali destek alan araştırmaların %90’ınından fazlasında zararlı etki görülmüş. Karar size kalmış. Sanırım özel sektör kuruluşlarının da söyleyeceği bir şeyler vardır.
Ne yapmalı?
Biz evde büyük cam kavanozlar aldık. Başlangıçta hiç olmaz ise suyu bekletmeden hemen oraya koyduk. Daha sonra hemen belediye su dağıtım merkezlerinden cam kaplar ile satın almaya başladık. Bazı arkadaşlarım büyük pet şişelerle belediyeden doldurup evde cama naklediyor. Belediye bu yerlerin sayısını arttırmalı. En iyi çözüm ise çeşme suyunun kalitesini iyice arttırmak. Böylelikle çeşme suyunu içilebilir hale getirmek. Bazı kentlerde bu mümkün. Tamamen camda su satanlar da var.
Bu haberler suyumuzu küreselleştirmek isteyenlerin hiç mi hiç hoşuna gitmeyecek.


Nergis için bir cevap yazın Cevabı iptal et