fazıl say

 

FAZIL SAY
Kendisine ölümcül darbeler vuran baltaya ağacın serzenişi:
“Hiçbir şeye yanmam da, sapın bendendir!”
Onu uzun uzadıya anlatmanın gereği yok! Bir müzik dahisi demek onu kestirmeden tanımlayabilecek özlü bir niteleme olur! Piyano virtüözlüğüne eklenen besteciliğiyle Türkiye kadar dünyada da tanınan bir kişiliktir.
Bu yanıyla gördüğü ilgi onu gezginleştirmiş durumda. Türkiye’den çok dünyanın çeşitli yerlerinde bulunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Onu önemli kılan ve gündemde tutan bir başka özelliği ödünsüz ve yürekli aydın tavrıdır!
Her şeyden önce bir özgür insan olarak gösterdiği duruşla özdeşleşmiş bir kişilik olarak boy göstermektedir müzikteki yetkinliğinin yanı sıra!
Türkiye’nin aydınlık ve çağdaş yüzüdür!
Oy gücüyle karanlığı, ahlâksızlığı ve çağdışılığı yerleşikletirenlerin boy hedefi olmasında şaşılacak durum yok!
Sosyal medyadaki bir paylaşımı üzerinden din düşmanlığıyla etiketlenen Fazıl SAY, şimdilerde bir kez daha gündemde!
Üstelik bu kez müzik ortamından uzak tutulması girişimleri söz konusu!
Antalya’daki Piyano Festivali’nin sonlandırılması ve dolayısı ile Fazıl Say’dan uzak durulması bu kentimize bir dönem aradan sonra bir kez daha egemen olan gerici anlayıştan beklenen yaklaşım olarak görülmeli!
Borusan Filarmoni Orkestrası’yla olan Fazıl Say birlikteliğinin sona erdirilmesi de bir başka ilginç güncel gelişme olarak gündeme girmiş durumda!
Uzaklaştırıcı ve yok sayıcı girişimlerle Fazıl Say’ın değerinden bir şey yitirmesi elbette ki söz konusu olamaz!
Bu gibi kaba yaklaşımlar olsa olsa onun Türk izleyicilerden uzak tutulması, daha da doğrusu yurttaşlarının ondan yoksun bırakılması anlamı taşır. Toplamda ülkemiz için kötü bir nottur! Bizlerin duyarsızlığını yansıtır!
Fazıl Say olayında önemli ayrıntı çok daha çarpıcıdır. Her iki olguda da olayın gerisindeki adın Gürer Aykal olması göz ardı edilecek gibi değildir. Keşke olmasaydı!
Aynı konumda ve safta olması gerekli bir başka değerli müzik insanının Fazıl Say’a yönelik bu girişimlerin içinde yer alması üzücüdür!
Kuşku duyulmasın ki, günü ve zamanı geldiğinde benzer kaba yaklaşım Gürer Aykal için de söz konusu olabilecektir.
Ağaç, balta öyküsüne dönecek olursak; Türkçemizde bir de baltaya sap olmak deyişi vardır! Olumlu bir ifadedir. Ama, baltaya da böyle sap olunmamalıdır!
Öyle değil mi?
Ceyhun BALCI, 03.09.2014

Posted in

“FAZIL SAY” için bir cevap

Yorum bırakın