4 EYLÜL
Günün sonunda da olsa bugüne dair bir şeyler söylemek lazımdı! Bir iyi bir de kötünün yıldönümü!
4 Eylül’de Milli Mücadele’nin henüz başında Türkler ilkelerini kararlılıkla haykırdılar. Ceplerinde beş paraları yokken, yoksulluk ve yoksunluğa boğulmuşken mangal yürekleri pek çok şeye bedeldi.
Sivas Kongresi’ni “Ya İstiklal, Ya Ölüm!” sözleriyle özetlemek mümkün! Kaygılar karşısında Atatürk’e bu sözleri söyletenler arasında Tıbbiyeli Hikmet (Boran) da vardı. Bugün umutsuzluk denizinde nefesleri kesilen yılgın milyonlara Tıbbiyeli Hikmet’lerin İstanbul’dan Sivas’a gelebilmek için yol parasını bile zor denkleştirdiklerini; buna karşın, bağımsızlıktan ödün vermeyi akıllarından bile geçirmediklerini iyice belletmek lazım!
Bundan 24 yıl önce Turan DURSUN aramızdan alındı. Kökeni din adamı olan Turan DURSUN tabuları yıkmaya karar vermişti bir kez!
Yazdı, söyledi, eyledi! Yaptıklarının ölümle karşılık bulması şaşırtıcı değildi!
Şaşırtıcı olan bunca gelişmeye ve yaşanmışlığa karşılık 2014 Türkiyesinde laikliği tehlikede görmeyenlerin varlığıydı!
İnsanın gelinen noktada bu iki güzel insanın yaptıkları için, “boşuna mıydı?” demeden geçmesi olası mı?
Soru aklımıza gelir gelmesine de, hiç bir şeyin de boşuna olmadığını anımsarız iyi ki!
Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Kurtuluş Savaşı’nda, Kıbrıs’ta ve aşağılık terör örgütüne karşı mücadelede toprağa düşen hiç kimse boşuna yitirmedi canını!
Geçici karanlıklar, dibe vuruşlar yanıltmasın!
Ama, hem Tıbbiyeli Hikmet’e hem de Turan Dursun’a biraz olsun borcumuz olduğunu akıl edebilirsek harekete geçmenin zamanı gelmiş demektir!
Ruhları şad, anıları canlı olsun!
Ceyhun BALCI, 04.09.2014



Yorum bırakın