SARAYLA İTİBAR OLMAZ…….İŞTE İTİBAR

Ataturk-1930-amongpublic

ATATÜRK HALKIN ARASINA KARIŞMAK İÇİN KORUMA ORDUSUNA GEREKSİNİM DUYMADI.

Sarayla ülkenin itibarı arttı diyen RTE’ ye sunulur!
1930’ların Atatürk Türkiye’sinde insanlarımızın en güzel ayakkabısı çarıktı.
İsmet İnönü’nün çocukları pençe çakılmış ayakkabı ile okula giderlerdi.
Atatürk bağ evinde otururdu, yerli malı merinos kumaştan elbise giyerdi….
Ama………………..bakın Türkiye’nin dünyada itibarı nasıldı.

1930 larda Almanyada öğrenci olan Ata Anbarcıoğlu anlatıyor.
“Almanya’da öğrenci idim.Zaman zaman kahvelerde oturur sohbet eder oyun oynardık.Sık sık kahvelere Nazi polisleri gelir yabancı işçi,öğrenci,kaçak insan araştırması yaparlardı.Kahveye girer girmez de “pasaportlar” diye sertçe seslenirlerdi.

Herkes cebinden pasaportları çıkarır gösterirdi. Yugoslav, Yunanlı,İtalyan,İspanyol gibi ülke insanlarının pasaportlarını polis dikkatle, uzun uzun ,sayfa sayfa incelerdi.

Bize yani Türklere sıra gelince ilk sayfayı açtıklarında Türk bayrağını görünce derhal pasaportu kapatır,hazırola geçer,selam verir ve pasaportlarımızı iade ederlerdi.Atatürk döneminde Avru pa’da böyle bir saygınlığımız vardı.”
……………………………………
Birleşmiş milletler kurulmuştur.Türkiye henüz üye değildir Atatürk’e üye olmamızı önerirler.
Atatürk.-Bize başvursunlar düşünelin,der.

6 Temmuz 1932 yılında Cemiyetin Çin-Japon uyuşmazlığını görüşmek üzere yaptığı olağanüstü toplantıda İspanya temsilcisi nin önerisi ve Yunanistan Temsilcisinin desteği ile Türkiye’nın cemiyete davetini öngören karar tasarısını kabul etmiş Türkiye’yi üye olmaya davet etmiştir.
Böylece Türkiye Cemiyet tarihinde ilk kez 18 Temmuz 1932 yılında davet yolu ile üye olan ilk ve tek devlet oldu.
Daha sonra -17 Eylül 1934 de Cenevredeki toplantıda Tür kiye 52 ülkenin 48 oyu ile milletler cemiyeti konsey üyesi oldu..Bir yıl sonra 1935 de Cenevre’de Birleşmiş milletler konfe ransına dışişleri Bakanımız Tevfik Rüştü Aras başkanlık etti

……………………………………….

Lozanda Boğazlar silahtan arındırılmış ve bölgenin güvenliği Milletler Cemiyetinin güvencesi altına konmuştu.Atatürk bundan rahatsızdı.Bozazların güvenliğini bizat üstlenmek istiyordu. Türkiye bu görüşünü ilk olarak 23 Mayıs 1933 de Londra Silahsızlanma Konferansında ortaya attı.Ardından Milletler Cemiyeti ve Balkan Ententı toplantılarında tekrarladı.
İngiltere ve diğer Avrupa’nın kalkınmış ülkeleri karşı çıkı- yorlardı.
Türkiye 11 Nisan 1936 tarihinde Lozan Boğazlar Sözleşme- sinetaraf olan ülkelere birer nota göndererek sözleşmenin değiştirilmesini istedi.

Boğazlar sistemini değiştirecek konferans İsviçre’nin Mont reux kentinde topalandı.

İki ay süren Konferans görüşmelerı sırasında sert tartışmalar oldu.Montreux Boğazlar sözleşmesi 20 Temmuz 1936 tarihinde yani Türkiye’nın , konuyu dünya gündemine getirdiği tarihten 99 gün sonra Türkiye’nın istediği biçimde İngiltere,Fransa,Japonya, Yugoslavya ve Yunanistan tarafından imzalandı.Boğazlardaki egemenlik tamamen Türkiye’ye geçti.
………………………………….
Hatay sınırlarımız dışında kalmıştı.Atatürk mutlaka Hatay’ı anavatana katmak istiyordu.
Hatay konusunda çeşitli görüşmelerden sonra Fransa konuyu Milletler Cemiyetine götürmeyi önerdi Türkiye kabul etti.Paris’te başlayan ve Ankara’da devam eden Türk-Fransız gö- rüşmeleri sonucunda 4 Temmuz 1938 de Ankara’da Fransızlarlabir dostluk anlaşması imza edildi.Bu satırlara sığmayacak çeşitli girişimlerden sonar Hatay devleti kuruldu .
Eylül 1938 de kurulan Hatay devleti bir yıl kadar bağımsız kaldıktan sonra 29 Haziran 1939 da Hatay Meclisi son toplantısını yaparak anavatana katılma kararı aldı ve dağıldı.
Boylece Atatürk uluslarası büyük bir başarı elde ederek Hatay anavatana bağlanmış oldu.

Not.Bu olayların ayrıntıları ve Atatürk döneminin ekonomik,sosyal,dış politika başarıları Nazmi Kal’ın yazdığı “Atatürk’ün Diktiği Ağaçlar”kitabında anlatılmaktadır.İsteme adresi.0 532 2635511. nazmikal@yahoo.com

ATATÜRK’E SALDIRILARIN NEDENİ ATATÜRKÇÜLERDİR
Atatürk’e saldırılar artıyor.Büstleri parçalanıyor,parçalayamazlarsa boya atılıyor,fotoğrafları duvarlardan indiriliyor…….
Siyasiler,”Dikili ağaçları mı var,bu memlekete çivi mi çaktılar” diye beyanatlar veriyorlar.
Piyasada pek çok Atatürk kitabı var….Atatürk yolu,Devrimci Atatürk,Atatürk’ün Sofrası,
Sarı Paşa,Komutan Atatürk vs… vs…
Yanlış anlaşılmasın bu kitaplar önemsizdir demek istemiyorum.

Atatürk karşıtlığının yoğunlaştığı bir dönemde dönemin Başbakanı RTE’ nın “Dikili Ağaçları mı var bu memlekete çivi mi çaktılar” haksız ve tarihi bilgiden yoksun söylemine karşı kaleme aldığım bu kitabı bütün medyadaki Atatürkçü saydığım yazarlara gönderdim.
Bu güne kadar Aydınlıkta Mustafa Mutlu ve İsmet Özçelik dışında kimse bu kitaptan söz etmedi.
Halbuki Atatürk’ü soyut ifadelerle öven halkın kolayca anlamayacağı üst yapı devrimlerini , duygusal yönlerini anlatan (Bunlar önemsizdir demek istemiyorum) kitaplara yer verdiğinizi biliyorum.
Atatürk’ün halka uzanan,halkın midesine ve cebine inen,onun sosyal yaşantısını düzelten,Silifkeli köylünün ineğinden aldığı 2.5 kilo sütü nasıl 18 kiloya çıkardığını,1926 da Kayseri’ye uçak fabrikası kurduğunu, yokluklarla 15 yıl gibi kısa bir dönemde 3100 km demiryolu yapan yaptığı gibi somut bilgileri anlatan bu kitaba yer vermeyişinizi üzüntü ile karşıladığımı belirmeme lütfen izin verin.
Günümüzde Atatürk karşıtı eylemlerin ve söylemlerin sebebini şimdi daha iyi anlıyorum.
Gençliğe Atatürk’ü putlaştıran,sadece öven, sadece “SEVELİM” diye yazılar yazan ama neden seveceğimizi anlatmayan anlayış bu gün Atatürk karşıtı insanlar yaratmıştır.
Bu anlayıştaki insanların Atatürk’e ve cumhuriyete verdikleri zararın Atatürk karşıtlarından daha fazla olduğunu düşünüyorum.
Ben bu kitabı para kazanmak için yazmadım.Sizin yazacağınız yazılardan beklentim para kazanmak değil Atamıza yapılan bu haksız saldırılara karşı gerçeğin geniş kitlelere duyurulmasına yardımcı olmanız idi..…
Sizler,altı doldurulmamış “Atatürk’ü Sevelim,Sevmeyen ölsün” söylemleri ile Atatürk’ü sevdireceğinizi sanarak daha çok büstlerinin kırılmasına,gençlerin “Humeyni’yi tercih ederim” söylemlerine sebep olacaksınız.

Nazmi Kal

MUJİCA

morales

BİLMEM KAÇ MODEL VOSVOSUYLA MUJİKA YA DA EL ÖRMESİ ALPAKA YÜNÜNDEN KAZAĞIYLA EVO MORALES SAYGINLIK YİTİRDİLER Mİ? TERSİNE ÜLKELERİNİ ARKA BAHÇE OLMAKTAN KURTARDILAR.

Castro-speaks

YARIM YÜZYILI AŞKIN SÜRE BOYUNCA BOYUN EĞMEYEN KASTRO GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE ABLUKADAN VAZGEÇECEĞİM DİYEN ABD’Yİ DİZE GETİRMİŞ OLMADI MI?

Posted in

Yorum bırakın