BAHREYN’DEN PARİS’E
Fransa’daki dehşet verici Charlie Hebdo saldırısı geçmişe yolculuk yapmamı zorunlu kıldı. Çok değil birkaç yıl önceydi. Arap Baharı’nın yaldızlı günlerinde ardışık olarak başkaldırı haberleri düşmekteydi kamuoyunun gündemine.
Tunus, Libya, Mısır derken pek az kimse işin Suriye’de haydutluğa varabileceğini öngörmüştü. Bu gelişmelere özenen Bahreynliler de ülkelerine bahar getirmeye kalkışmasınlar mı? Tam da o anda Arap Baharı’nın ne olduğu (ya da ne olmadığı) ortaya çıkmıştı. Ama, başka pek çok yalın gerçek gibi bu da güme gitmişti.
Sakız adasından daha küçük yüzölçümüne sahip, milyonu aşkın nüfuslu bu körfez ada ülkesinde Şiiler ayaklanmıştı! Komşu Vahhabi Suudi Arabistan askerleri tez elden Bahreyn’e ulaşmış ve münafık başkaldırıyı anında ezmişti. Bunların duyulmuş olduğunu bile sanmıyorum. Her yerde demokrasi çığlıkları atılırken bu küçük ada ülkesindeki insanlara demokrasi çok görülmüştü.
Demokrasi havarisi batıdan ne bir ses, ne de bir nefes işitilmişti!
Bunun nedeni bugün daha iyi anlaşılabiliyor.
Bir süredir petrol fiyatları diplerde gezer oldu. Başta körfez ülkeleri olmak üzere batı kulu petrol krallıkları sayesinde.
Tunus’ta, Mısır’da durumu izleyen, Libya’da Kaddafi’yi hızla düşüren batılı hiç gerek yokken Suriye’de Esad’ı hedef almakta sakınca görmemişti.
Sovyetler’in Afganistan serüveninden kalma bir alışkanlıktan bir türlü vazgeçilmemişti. Yeşil Kuşak! İslâm yeşili, doların yeşilinin sadık bekçisine dönüştürülmüştü o yıllardan başlayarak.
Ahh bir de hizadan çıkmasalardı!
Afganistan’da Taliban, dünyanın pek çok yerinde El Kaide epeyce baş ağrıtsa da; yeşil terör, yeşil dolar ile avronun baş fedaisi olmayı sürdürdü. Közdeki kestaneleri almada maşa rolü verilen yeşil terör son olarak IŞİD adıyla Suriye ve Irak’ta biraz can sıksa da batılının orta doğuda dinsel motifli terör örgütlerini taşeron olarak kullanma alışkanlığı değişmedi.
Rastlantıya bakın!
Paris’teki Charlie Hebro baskınıyla eş zamanlı olarak Yemen’de 40 kişi katledildi! Duyan oldu mu? Elbette hayır!
Dünden bu yana Paris saldırısı üzerine yer gök inletiliyor.
Paris’in, Fransa’nın, Charlie Hebdo’nun başı sağolsun!
Acıları acımızdır.
Hepimiz Charlie Hebdo’yuz!
Ama, aynaya bakma zamanı gelmedi mi diye de sormak zorundayız ektiğini biçen dostlarımıza!
Paris’te eli kalem tutmaktan başka hüneri olmayanlara silah doğrultup kurşun yağdıranlara ise değil yan bakmak bir çift soru bile soramıyoruz.
Bilinen nedenlerle…
Ceyhun BALCI


Yorum bırakın