KADINLAR CEHENNEMİ

kadina-siddet--i421327
Gündelik yaşama eklemlenmiş pırıltılı nesneler yanılsama kaynağı olmayı sürdürüyor. Cebinizdeki akıllı telefon, altınızdaki son model otomobil, içinde oturduğunuz çağ ötesi konut!
Bunlar madalyonun bir yüzü!
Diğer yüzündeyse analarının diziyle kışkırtılan rezil dürtülü tipler, mini etek giydiysen tecavüze razı olacaksın diyen türkücü müsveddeleri, çocukların evlenmesine yeşil ışık yakan din adamı kisveli utanç anıtları ve daha neler, neler!
Akılsız kafalı kalabalıklar Türkiye’de iş başındadır. Çoğunlukçu anlayış kuru kalabalıkların gururunu okşamayı çok iyi beceriyor. Türkiye’nin son yıllarına damga vuran seçim utkularının gerekçesini kömür, bulgur, sadaka üçlemesinde aramak yanlış olmasa bile eksiktir. Unvanlı karanlık kafalara söyletilen kadını aşağılayıcı sözler, kendileri şimdiki, kafaları ise ortaçağda yaşayan sefillerin gönlünü kazanmakta güçlük çekmiyor.
Çocukları da kapsayan kadın aşağılayıcılığının patlama yapması rastlantı değildir. İklim ve özendirmenin bu vahşet patlamasındaki payı küçümsenmemelidir.
Kısacası Türkiye, üçüncü binyılda ortaçağı yaşamaktadır. Aslına bakarsanız, ekonomide, siyasette, eğitimde ve başka birçok alana egemen olan ortaçağ gündelik yaşama ve en temel hak olan yaşam hakkına musallat olduğunu ortaya koymuştur son olayla. Öncekilerde yeterli duyarlılığı ve tepkiyi vermeyen toplum Özgecan’ın başına gelen ve nitelemeye sözcüklerin yetmeyeceği olay karşısında biraz olsun başkaldırma eğilimi göstermiştir.
Giderek artan bu gibi olayları cinsel sapkınlık ya da şiddete eğilimle açıklamak kolaya kaçmak olur. Bu olayların nedenini dönüştürülen Türkiye’de aramak çok daha akılcı bir yaklaşım olacaktır. Dönüştürülen Türkiye’de değer yargıları kökünden değiştirilmekte ve pek çoğumuzun dehşete düştüğü olayları kendilerince gerekçelendirebilen azımsanmayacak kalabalıklar bulunduğu akıldan çıkartılmamalıdır. Demokrasinin belirli aralıklarla konulan sandığa yönlendirilmişlerce oy atılması eylemine indirgendiği koşullarda tıpkı hırsızlık/uğursuzluk gibi kadınlara yönelik aşağılayıcı eğilimlerin de bu yolla aklanabilme olasılığını göz ardı etmemek gerekir.
Toplumun yarısı demek olanı kadını hiçe sayan ortaçağ anlayışına son vermeden bu gibi olayların sonunun getirilebileceğini sanmak da fazlasıyla saflık olacaktır.
Her ne kadar bugün için kadınlar cehennemi gibi görünse de Türkiye gerçekte insanlar cehennemine dönüşmüştür.
Tek yol ortaçağa ve onun ardındaki siyasi anlayışın egemenliğine son vermektir.
Özgecan ve onunla aynı yazgıyı paylaşanlara borcumuzu ancak bu şekilde biraz olsun ödeyebiliriz!
Anılarına saygıyla…
Ceyhun Balcı,

Posted in

Yorum bırakın