KURULTAY

Bu kez parti değil üniversite kurultayındaydım. Günün sonunda, son oturumunun son dakikalarında bulunabildim 8. Üniversite Kurultayı’nın. Ege Üniversitesi yönetiminin son dakika kararıyla üniversite olanaklarından yoksun bıraktığı kurultayın bilimsel (etkinlik) olmadığı savlanmıştı. Özellikle bu nedenle programa göz atmanızı dilerim!

http://universitekurultayi2015.blogspot.com.tr/p/program.html

Burada ne işim var sorusunu sormadan edemedim kendime! Akademisyen değilim, uzaklardan ve yakınlardan katılan pek çok dostla tanışıklıktan başka ilgim yok aslında bu etkinlikle. Bir de horlanan, aşağılanan bilime olan ilgim, başka deyişle işgüzarlığımtaşıdı belki de beni çok da ilgilendirdiği söylenemeyecek bu nitelikli ortama.IMG_0647

Kurultaya gelmeden önce posta kutuma düşen bir ileti kurultayda izleyebildiğim bir konuşmayı tamamlayıcı nitelikteydi.

Dünya patent başvuralarının üçte ikisi üç ülkeden

Türkiye ekonomik büyüklük bakımından dünyada ilk 20’nin içinde yer alıyor. Fırsat varken övünebilirsiniz! Bir övünç verisi daha! Türkiye 181 üniversitesiyle dünyada üretilen bilimsel “kağıtlar” bakımından da ilk 20’de. Ne kadar güzel değil mi? Nüfusumuzun son verilere göre % 86’sının (yüzde seksen altı) kentlerde yaşadığı bilgisiyle birleştiğinde gönenç ve bilgi toplumu olduğumuzu söylemeye yeltenebiliriz.

sa%C4%9Fl%C4%B1k%20istatistik%20y%C4%B1ll%C4%B1%C4%9F%C4%B1%202013.pdf erişimi için tıklayın

Sabırlı olalım!

IMG_0650

Bir başka konuşmada Türkiye bilim ortamının taşeronluk işlevi görmekte olduğu söylenirken; bir başkasında, adı gerekli olmayan vakıf üniversitesinin birinde 15 bin TL karşılığında astroloji sertifikası verildiği söylenince taşlar yerine oturmuş oldu! Nicelik, nitelik asimetrisi ortaya çıkan manzaradır demek geliyor içimden.

AR-GE sıralaması canımızı sıkacak! Bu bakımdan 75. sıradayız! Üretilen bilimsel etkinlikler yaşamımıza giremiyor. Anlaşılır deyişle teknolojiye dönüşemiyor. Daha farklı şekilde söylemek gerekirse teknolojiyi üreten ve satan olamamışız. Ver parayı al tekonolojiyi noktasındayız.

Kurultay öncesi okuduğum yazıya gönderme yapmam gerekirse Türkiye patent başvuruları bakımından oldukça gerilerde kalıyor. Patenti özgün buluş saymak gerekirse geçen yıl yapılan 802 başvuru bilişim firması HP ve Panasonic’in gerisinde kalmış. Gerçekler her zaman kıvanç ve sevinç kaynağı olamıyor ne yazık ki! Ama, bunların farkında olup, düzeltme yoluna gitmek önümüzde duran görev.

Niceliğin yanı sıra niteliğin öncelendiği, dosyalarda yer kaplamanın ötesine geçen bilimsel üretim kaçınılmaz gereklilik!

Bilimsel olmadığı savlanarak üniversite dışına itilmeye çabalanan bir etkinlikten gün sonu izlenimlerini yorumunuza bırakıyorum.

Kurultay Düzenleme Kurulu’nun yer değişikliği sorununu kısa zaman içinde hem de ustalıkla çzömüş olması her türlü övgüye değer bir durum.

Ayrıca, Kurultay’ın değerli bilim insanı Alpaslan Işıklı’ya adanmış olması ve şu anda bir kumpas sonucu Foça Cezaevi’nde bulunan Prof Dr Rennan PEKÜNLÜ’ye selam gönderilmiş olmasının unutulmaması değerbilirlik örneği olması bakımından da önemli ve anlamlı geldi bana.

Gündüz saatlerindeki eksikliğimi akşamki sosyal programla giderdiğimi söyleyebilirim. Yemek deyip geçemem! Öğrenmeyi sürdürdük. Değerli konuklar topluluğa seslenerek Atatürk’ün sofralarına benzetmiş oldular yemeği.

Bu arada, aralarında Tolga Yarman, Coşkun Özdemir, Cüneyt Akalın, Recep Akdur ve Suay Karaman’ın da bulunduğu seçkin topluluğa hoşgeldiniz deme ve bir kaç söz söyleme fırsatı buldum. Büyük onurdu!

Başta Can Ceylan, Ferhan Sağın, Murat Argon olmak üzere bencileyin ilgisiz konumuyla ters orantılı katkısını esirgemeyen sevgili dönem arkadaşım Dr Hadi Sağın’a da teşekkür borcunu unutmamak gerekirdi.

IMG_0656

IMG_0652

Bugün tam günümü kurultaya ayırıyorum. Zaman ve fırsat bulabileceklere duyurulur. Montrö kapısına yakın Fuar Anemon’da olma fırsatı kaçmamalı!

Ceyhun Balcı,

Posted in

Yorum bırakın