CUMHURİYET MEYDANI

http://www.aydinlikgazete.com/ozgurluk-meydani/cumhuriyet-meydaninda-toplaniyorlarmis-h67263.html
Bağlantıdaki yazıya göz atınız! CUMOK önderi Namık Kemal BOYA “Cumhuriyet Meydanı’nda Toplanıyoruz” temasıyla tanıtım yapan “yeni Cumhuriyet”i yazmış!
Cumhuriyet’ten uzaklaşanların, Cumhuriyet Meydanı’nda toplanıyoruz yollu sözleri nasıl karşılanmalı? İçeriğine bakılmazsa sevinilebilir bu söyleme!
Cilalı İmaj Devri’nde yaşadığımızı anımsayarak, cilayı kazımak ve altından çıkana bakmakta yarar var!
Cumhuriyet, Cumhuriyet’le yaşıt bir yayın organı! Milli Mücadele’nin, Cumhuriyet’in, Devrimler’in tanığı ve kuşkusuz destekçisi de olmuş bir kurum! Bu yönüyle bir gazeteden öte bir anlamı olduğu da not edilmeli.
Yasalar hiçe sayılarak, düzenbazlık kokan girişimlerle vakıf yapısı değiştirildi. Cumhuriyetçiler vakıftan uzaklaştırılırken, 2. Cumhuriyetçiler, liberaller ve bu tip insanların dümen suyundakiler karar verici konuma getirildi.
Çok değil 8-10 yıl önce Cumhuriyet gazetesi patronsuz yayın organı olmasıyla övünç duyardı. Gazetecilikten başka her işle uğraşan patronun yokluğu bağımsızlık ölçütü sayılırdı! Bugün gelinen nokta patronsuzluğun tek başına güvence sağlamadığı anlaşılmış oldu. Aymazlık, duyarsızlık, adamsendecilik hastalığı Cumhuriyet gazetesini de yenileştirdi!
Cumhuriyet düşmanı Ahmet Altan, ayrılıkçı/bölücü Sırrı Süreyya Önder Cumhuriyet’te yazabilir oldu.
Benzeri bir ele geçirme girişimi bundan çeyrek yüzyıl önce de yaşanmıştı. Şimdilerde gazeteye dönmesi olasılığından söz edilen Hasan Cemal önderliğinde bir grup işgalci Cumhuriyet’i yolundan saptırma girişiminde rol almıştı. İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu’nun sağlığında işgale direnilmiş, direnişe katılan okurun boykotuyla satışlar dibe vurunca işgal sona erdirilebilmişti. Bugün de o deneyim anımsanırsa sonuç alınabilir! Çünkü, bu işgalci takımının önde gelen kaygısıdır para! Parasal kazancın olmadığı yerde bir dakika bile tutamazsınız bunları!
İkinci Cumhuriyetçi, liberal solcu(!), dönek ve belki de cemaatçi transferleriyle renklendirilen gazetede Cumhuriyetçilerin sayısı iki elin parmaklarına inmiş durumdadır. Azalsalar da geride kalanların bu duruma tepkisi ya yoktur ya da fark edilmeyecek denli cılızdır.
Bu noktada görev okura düşmektedir!
Cumhuriyet Meydanı’nda toplanma metaforu kullanıldığına göre küresel sulara açılan Cumhuriyet, bu sulardaki yolculuğunu Cumhuriyetçi okurun desteğiyle gerçekleştirme niyetindedir.
Tersine giderken, Mersin’e gider gibi yapmanın başka açıklaması olabilir mi?
Ceyhun BALCI, 09.04.2015


Yorum bırakın