LAİKLİK ÜZERİNE

s-f03b306d39c28093d1d195f9495f287397de5def
Doksanların başlarıydı!
Berlin Duvarı henüz yıkılmıştı!
Bu yıkıma hazırlıksız yakalanan bir kısım sol enkazın altından ağır yaralı olarak çıkartılabilmişti.
İzmir’de bir sergi açılmıştı tam da o yıllarda! İnsan haklarıyla ilgili bir dernek ya da vakfın öncülüğünde açılan sergide takkeler, tesbihler ve hatta rahleler sergilenmekteydi. Duvarın altından yaralı, bereli kurtarılan solculuk işsizliğin pençesindeydi. Bir yandan özgürlüğün tadını çıkartırken diğer yandan da; kendine iş aramaktaydı. Anayasadaki laiklik ilkesi o yıllarda da ciddiye alınmamaktaydı belli ki! Toplumu dinselleştirmeye kararlı yobaz takımı solculuğun bu bunalımlı yıllarında bir asalak gibiydi! Yobazlar için dinselliğin solculuk tarafından savunulması denli bir kazanç olabilir miydi? Düşlerinde görseler inanmayacakları bu kaymaklı ekmek kadayıfını tadını çıkartarak tükettiler.
Bu yola giren solculuğun 12 Eylül 2010 referandumunda anayasa değişikliği için kullanılmasında şaşılacak bir durum elbette yoktu!
Bugün haber merkezlerine düşen bir haber şimdilerde sıradanlaşan bir anlayışın son halkası olmaktan öte anlam taşımasa da paylaşılasıdır!
http://www.habergunce.com/haber/Diyanet-Isleri-Baskani-Gormez-Laiklik-dunyayi-savasa-soktu-87040.html
Dün dinselciliği insan haklarıcılıkla özdeşleştirenlerin, beş yıl önceki anayasa değişikliğinden demokrasi çıkacağını sananların bu sözler karşısında tepki göstermeye hakları ve yüzleri olabilir mi?
Hele bir de etnik ayrılıkçılığın sözcüsü konumuna düşmüşlerse!

Posted in ,

Yorum bırakın