Ülkenin karanlığının futbolu da etkisi altına almasında şaşırılacak bir durum yok elbette! Kurumlar ve kurallar sözde kalmışken; futbolda başa güreşenlerin saçma sapan işler yapması manzarayı tamamlamış oluyor.

Türkiye’nin futbol markası sayılan, yurt dışındaki tanınırlığı tartışmasız olan GS; UEFA tarafından da saptanmış olduğu gibi “hesap bilmez ve sorumsuz” sıfatlarını yazdırmış bulunmaktadır adının önüne. Duygun Yarsuvat’ın oluşturduğu ara yönetim bir kenara bırakıldığında, GS’yi son dönem(ler)de yönetenler bu akıl almaz ve tüyler ürperten sonucun baş sorumlularıdır. Türkiye’de tıpkı siyasette olduğu gibi sporda da akıl değil renk aşkı üzerinden kayıtsız, koşulsuz yandaşlık öne çıktığı için GS’liler (en azından şimdilik) bu sorumsuzluğun hesabını soracak gibi bir görüntü vermiyorlar. İçine düşülen durumun güncel sonucu puan cetvelinden de anlaşılacağı gibi “nal toplama”dır. Bu dehşet verici tablonun ağır sonuçları önümüzdeki yıllarda daha iyi duyumsanacaktır.

Nal toplamayan, tersine başa güreşen BJK’de durum farklı mı? Başkan hiç üşenmemiş! Çetele tutmuş! Belirlediğine göre Cüneyt Çakır derbi maçlarda en çok BJK’lilere kart göstermiş. Vah ki vah, hem de ne vah! Türk futbolunun bir başka kanayan yarasına futbolun karanlığına güçlü bir ışık tutan Cüneyt Çakır üzerinden parmak basmak da bir başka sınır tanımazlık olsa gerek! Hesap bilmez, sınır tanımaz, akıl kullanmaz futbolun kötü hakemlikle baş başa kalmasından daha doğal bir durum olabilir miydi? Bileşik kaplar kuramının kaçınılmaz sonucudur ortaya çıkan hazin manzaralar!

“Respect” ve “No To Racism” gibi fiyakalı ama bir o kadar da içi boş söylemlerin ırkçılığa ilaç olacağını zanneden UEFA sütten çıkma ak kaşık değildir kuşkusuz! Bunun yorumunu bir başka yazıya bırakıp; UEFA tarafından ortaya konulmuş olan GS hesapbilmezliğinin yadsınamayacak denli yalın bir gerçek olduğunun altını bir kez daha çizelim!

Yazıyı bağlamak gerekirse! Türkiye gündemini tek başına belirleyen, istediği yere çeken baş ve tek yöneten, baş imam ve baş yargıcın futbol karanlığı topuna giren sözlerinin konuyu taçlandırmayacağı ama üzerine tüy dikeceği kesindir!

Sert çıkma, ağzının payını verme konusunda sınır tanımayan RTE, UEFA’yı da payladıkları listesine eklemiş oldu böylelikle. Uzaklardaki Ekvador’dan düşman yaratma becerisinin yanı başımızdaki UEFA ile didişmemesi eksiklik olurdu. Kurumlar değil kişiler uğratılmalıymış yaptırıma! Kuralların, kurumların ve dahi Anayasa’nın çoktan rafa kalktığı ortama yaraşan bir yaklaşım!

UEFA’nın GS’ye yönelik yaptırımı diğer yandan kulüp üyelerine ve onların da ötesinde yandaşlara ileti vermiş olmaktadır. Böylesi hesap bilmezleri, sınır tanımazları ve iş bilmezleri kulübün başından uzak tutmalısınız denmiş olmaktadır bu karar aracılığıyla.

RTE’nin UEFA çıkışı ne yapacağını bilemeyen GS yandaşlarının yüreklerini ferahlattığı gibi; efelenme kültürü tutkunu ve hatta bağımlısı olmuş ülkem insanına gönderilmiş okkalı bir selam olarak geçecektir tarihe!

Posted in

Yorum bırakın