imagesGeçtiğimiz yıllarda daha fazla tartışılan 27 Mayıs’a ilişkin yorumlar giderek azalsa da bütünüyle unutulmadığı kesindir.

Kalıplaşmış yargılara göre 27 Mayıs bir darbedir. Askersel güçle yapıldığına göre yanlış da sayılmaz bu biçimsel yargı. Bu yaklaşımla değerlendirilecek olursa Portekiz ordusunun Salazar yönetimine son verdiği 1974 eylemine de Karanfil Devrimi yerine darbe demek gerekmez mi?

Nedensellik ilişkisi gereğince değerlendirilecek olursa 27 Mayıs başat ürünü 1961 Anayasası uyarınca devrim değilse nedir?

Bu ve benzeri eylemlerin kolaylıkla düştüğü hatadan 27 Mayıs da kendisini kurtaramamıştır. Üç idam 27 Mayıs’ı ürünüyle değil de idamıyla tartışılır kılmıştır. Bu durumuyla 27 Mayıs’ın kendi ayağına kurşun sıktığı da söylenebilir kolaylıkla.

1961 Anayasası ortaya koyduğu toplumcu ve özgürlükçü ilkelerle aradan geçen yarım yüzyılı aşkın süreden sonra bugün de özlendiğine göre 27 Mayıs irdelemesi doğru eksende yapılmalıdır.

Darağacında sonlanan 3 yaşam kimilerini duygusallığa kimilerini de bilinçli biçimde 27 Mayıs’ı bağlamından kopartmaya yöneltebilmektedir.

Bu durum 27 Mayıs’ı izleyen yıllarda kendisini gösteren öc almacı geleneği beslemesi bakımından da iz bırakmıştır.

Farklı görüşlere saygı duyarak ama sağlam temellere dayandırarak 27 Mayıs’ın bir devrim olduğunu bir kez daha dile getiriyorum.

Sağlıklı değerlendirme için 27 Mayıs’a giden süreci ve 27 Mayıs’ın sonuçlarını akılcı ve bilimsel biçimde irdelemek gereğine vurgu yapıyorum.

Posted in ,

Yorum bırakın