0000000639140-1

 

Gelenekler, görenekler ve benzeri toplumsal alışkanlıklar kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Gelenekleri ve görenekleri toptancı bir yaklaşımla olumlamak ve ne pahasına olursa olsun yaşatmaya çalışmak biz insanların sıkça düştüğü hatalardan birisi olabiliyor.
Kurban Bayramı!
Hayvan dostlarımızın kara günü desek de olur…
Pek çok hayvan kibir ve üstünlük duygusunu aşamamış insanların gazabına uğrayacak.
Hayvanlara eziyetin, işkencenin ve her türden kötü davranışın bini bir para olacak önümüzdeki birkaç gün boyunca!
Gölleri, ırmakları ve hatta denizleri kana boyamalar bugünlerin değişmez haber değeri taşıyan gelişmeleri olacak. Bu utanç kareleri gökdelenler arasında dana kovalayan insan müsveddelerince tamamlanacak.
Kurban kesmenin dinsel bir gereklilik olmadığını aydın ilahiyatçılarımız sayesinde öğrendiğimize göre gelenek ve görenekten öteye geçmeyecek bu eylemleri eleştirmekten ve değişmesi ya da en azından olumlu niteliğe kavuşturulması doğrultusunda çaba göstermekten kaçınılmamalı.
Çok açık ve yalındır!
Bir gelenek ve görenek insanlık tarihinin derinliklerinden bugüne varlığını koruyabilir. Bu sağkalımın olumluluk doğurmak gibi bir güvence sağlaması ne yazık ki söz konusu değildir.
Örneğin, uygulama kurban kesmek gibi bu çağda mutlaka düzenlenmesi ve günün koşullarına uyarlanması gereken türdense bu gelenek ve göreneğin olumsuzluğa eşdeğer bir durumu simgelediği rahatlıkla söylenebilir. Kurban kesme ritüelinin sanallaştırılmasında yarar olduğu kesindir. Kurban kanı akıtmak yerine kurbanlığa eşdeğer bir parasal niceliğin vakıf, dernek ya da hayır kurumu aracılığıyla çok daha verimli değerlendirilmesi olasıdır.
Özetlemek gerekirse olumsuz ve çağa uymayan unsurlar içeren gelenek ve görenekler bir insan topluluğunca kendince haklı gerekçelerle de olsa yaşatılıyorsa eğer onu yaşatan topluma “HASTA TOPLUM” unvanı kazandırması kaçınılmazdır.
Acı gerçek budur…
Doğayla çelişen bir geleneğin gözden geçirilmesi ve çağdaş niteliklere kavuşturulması geleneğin aşınması değil tersine değer kazanması sonucunu doğuracaktır.
Bu yapıldığında kazanılacak unvan “SAĞLIKLI TOPLUM” olacaktır.
Seçim bizim elimizdedir.
Gündelik yaşamın din eliyle yönlendirilmesi ve şekillendirilmesinin önündeki engel demek olan koruyamadığımız LAİKLİK’in önemi bu örnekle bir kez daha ortaya çıkmış olmaktadır…

Ceyhun BALCI, 31.08.2017

Posted in ,

Yorum bırakın