4953
Yazının başlığı pek çok kişiyi şaşırtabilir. Seçime gidiyoruz elbette. Üstelik katılanları da tarihleri de belli diyecekler de hiç olmazsa biçimsel olarak haksız sayılmazlar.
Soruyu sorma nedenim seçime gün sayan bir ülkede olması gereken havanın yokluğu! Arada sırada geçen çığırtkan taşıtları da olmasa bin tanık gerekecek seçime gittiğimizi anlamamız için!
Türkiye’yi pençesine alan ve 15 yılı aşkın süredir bunaltan iktidarın payı hiç kuşkusuz yadsınamaz bu tablonun oluşumunda.
Belleğimin elverdiğince 12 Eylül ertesi seçimlerinden örnek verebiliyorum. Zamanın cuntası kendince çizdiği çerçeveye uyan 3 partiye seçime katılma izini vermişti. 12 Eylül darbesi Cumhuriyet tarihinin hiç kuşkusuz en zalim ve yerle bir edici olanıydı. Bir evladımızın yaşı büyütülerek darağacına gönderilmiş olması döneme ilişkin değerlendirme için yeter de artar sanırım.
Bu denli zalim ve vicdansız bir dönemde bile ülkedeki tek televizyon kanalının 3 parti liderini bir araya getirip, milyonlara izlettiğini anımsayınca bugünkü düzeysizliğin ve eksikliğin farkına daha iyi varabiliyorum. Kamu mallarının satılması düşüncesiyle ilk olarak o açık oturumda tanışmıştık. Satarım da sattırmam da türünden lâf yarışının bile ne denli değerli olduğu bugünün koşullarında daha iyi anlaşılmış oldu.
Ülkemize egemen olan baskıcı ortam adaylardan birine her türlü kapıyı sonuna dek açarken geri kalan bir kaçına da görüntüyü kurtarma adına kimi kapıları açık tutarken adı bile anılmayan adayların varlığı sözüm ona iletişim çağında olmamızla bağdaşmayan bir görüntü yaratıyor.
Baskıcı ve dayatmacı ortam bu utanç verici tablonun hiç kuşkusuz önde gelen sorumlusu.
Bu koşullarda bile iğneyi kendimize batırma gereğini göz ardı etmemeli!
Büyüğüyle, küçüğüyle partiler; favorisi ve iddiasızı ile Cumhurbaşkanı adayları olanaklar elverdiğince boy gösterme çabası içindeler. Her türlü olumsuzluğa karşılık partilerin seçim bildirgelerine erişmek olanaksız değil!
Uzatmayalım…
Okuması, yazması olan; bir şekilde ülkeye ve dünyaya bilinçle baktığından kuşku duyulmayan yurttaşların kaç tanesi partilerin seçim bildirgelerini okudu diye sormayacağım. Böyle bir şeyin farkındalar mı acaba?
Türkiye’ye egemen olan siyasi anlayışın 15 yıldır yarattığı yozlaşma ve aşınma siyasi iktidarla uzaktan yakından ilintisi olmayan görüştekileri de önüne katıp bir yerlere sürüklemiş olmalı diye düşünmeden edemiyor insan!
Bileşik kaplar kuramı yalnız fizikte değil sosyal bilimlerde de işliyor anlaşıldığı kadarı ile…
Türkiye’de iktidarı değiştirmeye odaklananların iktidarıyla, muhalefetiyle uysallaştırılmış, uyumlulaştırılmış ortamın farkına varması gerekiyor.

Posted in

Yorum bırakın