Hırvatistan tarih yazarak Dünya Kupası finaline yükselince HIRVATİSTAN ilgimiz tetiklendi. İkinci Dünya Savaşı sonrasından başlayarak 1991’e dek Yugoslavya Federasyonu’nun bir üyesi olan Hırvatistan tek kutuplu dünya düzeni gereğince Yugoslavya’dan kopartılak bağımsızlaştırıldı.

Nüfusunun çoğunluğu Katolik olunca başta Avusturya olmak üzere Katoliklerin çoğunluk olduğu ülkelerin destek ve gözeticiliği öne çıktı.

Dört milyonu biraz aşkın % 90’ı Hırvatlardan oluşan nüfus 56 bin km2 ‘yi biraz geçen genişlikteki topraklarda yaşar. Nüfusuyla ve yüzölçümüyle Avrupa’nın küçük ülkelerinden birisidir.

Hırvat adının Fransızca cravate (boyunbağı) sözcüğüne esin kaynağı olduğu yaygın kabul gören savdır. Bununla birlikte, Hırvat sözcüğünün Aryan kökeninin güneşli anlamına geldiğini öne süren dilbilimciler vardır. Tatar-Başkurt kökenine göre Hırvat özgür savaşçı demektir.

crotie

Yine Aryan tezlerine dayanarak Oleg Trubachyov Hırvat’ın kadından zengin, kadınlarca yönetilen anlamına geldiğini öne sürmüştür. Ülkenin bugünkü Cumhurbaşkanı kadındır. En azından bugünkü durum bu sava destek vermektedir.

kalinda grabar

Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kalinda Grabar Kitaroviç

Hırvatistan nüfusunun ve yüzölçümünün azlığıyla ters orantılı şekilde sporun hemen her alanında var olan ve yetinmeyip adını duyuran konumdadır. Eski Yugoslavya ekolünün etkilerinin güncelliğini koruduğunu söylemek yanlış olmaz. Başta basketbol olmak üzere futbol, voleybol ve atletizm Hırvatların önde gelen ve başarılı oldukları sporlardandır.

Özgün sahil coğrafyasıyla öne çıkan Dalmaçya kıyılarının toplam uzunluğu 5600 km’yi aşmaktadır. Komşu Bosna-Hersek’in 23 km’lik toplam deniz kıyısı göz önüne alındığında 2000 kattan fazla fark olduğu görülür. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin 7200 km kıyı şeridi olduğunu da not edelim.

dalmacya

Hırvatistan bağımsızlığını izleyerek katıldığı ilk Dünya Kupası olan Fransa 98’i 3. bitirdi. O kupada finale çıkmasına ev sahibi Fransa engel olmuştu. Pazar günkü finalin 20 yıl öncenin bir rövanşı olacağı da kuşkusuzdur.

Hırvatistan bayrağının üst bölümündeki 5’li figürlerden sol baştaki ay-yıldız Türk bayrağıyla benzeşmesi bakımından dikkat çeker. Diğer yandan keçili ve parslı figürlerle birlikte bu beşlinin askersel anlam taşıdığı söylenebilir. Alttaki kırmızı-beyaz damalı bölüm ülkedeki 25 yönetsel bölgeyi simgeler.

hr

Bayraktaki enine kırmızı-beyaz-mavi şeritler ise PANSLAV renkleridir.

Bilindiği gibi Hırvatistan bağımsızlığını elde etmeden önce kanlı iç savaşın yaşandığı ülkelerden birisi oldu. Dünya Kupası finalinde Fransa ile oynayacak Hırvat futbolcular o acılı dönemin çocuklarıdır.

632x314-hirvatistanin-aday-kadrosu-aciklandi-1502734610939

 

 

2012 yılındaki Balkanlar gezisinde görme olanağı bulduğumuz Dubrovnik’ten kareler için bağlantıya tıklayınız :

https://get.google.com/albumarchive/113712996036446725753/album/AF1QipO4AwJB7H_rHwRVCVtJat7LluX-QtmN7g6UY7v_

Hırvatistan’ın efsane basketbolcusu Drazan Petroviç’i de anmamak olmaz. Onunla ilgili olarak 2011 yılının son gününde kaleme alınmış bira yazı :

DİVAC-PETROVİÇ

YUGOSLAVYALAŞTIRMANIN TANIKLARI

Yılın sondan bir önceki gününde spor gündeminin de neredeyse boşluğundan kaynaklanmış olsa gerek ki; televizyonda kendisine yer bulan bir belgesel ilişti gözüme!

Drazan Petroviç ve Vlade Divac’ı anlatan bir belgesel.

Sporla ilgililer anımsayacaktır! Drazan Petroviç Hırvat kökenli bir Yugoslav’dı. Vlade Divac ise Sırp kökenli bir başka Yugoslav! Yugoslavya formasıyla başlayan spor kariyerleri Yugoslavyalaştırma süreci gereğince ayrılmıştı!

Özellikle Petroviç olağanüstü yeteneği ile spor tarihine geçmiş bir kişiliktir. Almanya’da Münih yakınlarında bir otoyolda sonlanmamış olsaydı yaşamı çok daha büyük başarılara tanıklık edecekti. Öldüğünde 29 yaşındaydı!

Aynı forma altında, aynı ülke için ter döken Petroviç ve Divac iç savaş sonrasındaki bölünmeyi izleyerek karşıtlaşmışlardı.

Bir trajediye tanıklık eden bu yeteneklerin süreci geriye döndürme gibi bir durumları olmadığı gibi yıllarca bir arada olan sporcuların da arasının bozulması süreci yaşanmaya başlayacaktır!

Petroviç-Divac belgeseli bölünen Yugoslavya’nın öyküsünü de anımsatır gibiydi.

Alman faşizmine karşı dik duruşun ve belki de Partizan savaşının ürünü olan Yugoslavya’nın Tito’nun yokluğunda başına gelenler unutulacak gibi değildir!

Bölünme düğmesine basan Vahşi Batılı’nın tuzağına düşen Yugoslav halkı tanımlanması güç bir yanlışlığın altına imza atmakla kalmadılar!

On binlerce can da bu yolda yitirilmiş oldu!

Avrupalı askerlerin gözetiminde gerçekleştirilen toplu kıyımlar o günlerde değilse de bugünlerde biraz geç olsa da akılları başlara getirmiştir!

Petroviç-Divaç belgeselinin sonunda yaşananlar yukarıdaki yargıyı doğrular niteliktedir!

Yıllar sonra da olsa Petroviç’in annesini ve kardeşini elinde bir demet çiçekle ziyaret eden Divac’ın Petroviçler’le verdiği görüntü pişmanlığın belgesidir!

“Koskoca Yugoslavya bu sıradan sömürgeci projesine kurban edilmemeliydi!” dedirten sahnelerdir belgeselin sonunda görüntüye gelenler…

Ceyhun BALCI, 31.12.2011

drazen

Posted in

Yorum bırakın