Dolar 6’yı, Avro 7’yi zorluyor. Türkiye aylardır, hatta yıllardır beklenen krizde. On beş yıldır başarıyla pazarlanan tozpembe tablo gerçek rengine büründü. Krizin gelişi bu denli uzayınca başta iktisatçılar olmak üzere sosyal bilimcilerin pek çoğu kendinden kuşku duymaya başlamıştı.
Olmayan parayla sağlandığı sanılan gönençle birlikte yok edilen üretimle ayakta kalınabileceği yanılsaması duvara çarptı. Beklenmeyen durum değildi. Ama, insanoğlu çoğu zaman olduğu gibi bu süreçte de yaşanacakları öngörmek yerine beklemeyi yeğledi.
On beş yıl sürdürülen karşılıksız edinimlerin bedeli ödenecek. Bu yapılamazsa edinilenler yitirilecek!
Durum bu kadar ortadayken Türk siyasetinin sergilediği görünüm iç parçalayıcı!
Bugün yaşananların bir numaralı sorumlusu olan mevcut iktidarın yerine koyacak siyasi unsurumuz yok!
Kurultay için toplanan imzaların sayımı bitse de kurultay kavgası bitmiş gibi görünmüyor. Türkiye’nin tek adam rejimine geçişini eleştirir görünen muhalefetin de bal gibi tek adam yapısında olduğu ortada. Partinin vitrini ve yönetimi değiştirilse de tepedeki tek adamın bir yerlere kımıldamaya niyeti yok! Hem siyasi hem de ekonomik açıdan muhalefetin ortaya seçenek bile koyamadığı anlaşılıyor.
Türk siyasetinin değişmez yazgısı korunuyor!
İstifa yerine istifade!
Bugün zorlayacağı zirveleri kafamızda canlandırmakta güçlük çektiğimiz döviz ve ekonomik göstergeler kadar; Türk siyasetinin içine düştüğü açmaz da bir o kadar umut kırıcı bir tablo seriyor gözlerimizin önüne! Biri dışında kişiler gitsin! Yenileri gelsin durumu kurtaralım anlayışıyla oyalanmak isteniyor kitleler. Buna karşılık ülkenin kurucu partisinin çoktandır köklerinden kopmuş olmasından söz eden bile yok!
Seçenek umudun önde gelen kaynağı! Seçenek olmayınca umut kıtlığı şaşırtmıyor.

Yorum bırakın