222452.jpg

Ali Gaffar OKKAN Diyarbakır Emniyet Müdürü iken aramızdan alındı! Terör örgütünün başındaki kişi Türkiye’ye getirilip, hızla yargılandıktan sonra cezasını çekmeye başlamıştı. Bu koşullar altında bölgenin ve elbette Diyarbakır’ın yaşadığı kanlı ve acılı geçmişi silmek gerekiyordu. Tam da o dönemde Ali Gaffar OKKAN bölgeyle bütünleşen bir güleryüz olarak boy gösterdi. Bölücülerin, etnikçilerin ve elbette onların bağlaşığı emperyal sevicilerin hoşuna gitmeyen bir görüntü oluşturulmuştu Ali Gaffar OKKAN tarafından!

 

12 Eylül döneminin kötü ve kabul edilemez örnekleri üzerinden asker ve polisi günahkârlıkla etiketleyenler Okkan döneminde ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Güleryüzü, canayakınlığı ve adaletli yaklaşımıyla başta Diyarbakırlılar olmak üzere bölgede yaşayanlar birliğin, dirliğin ve bütünlüğün değerini yeniden anlamaya başladılar!

 

Böl-yönetçi anlayışın beynine kan sıçraması bundandı! Ayrılıkçıların buralardan ekmek yeme olanakları ortadan kalkmaya başlamıştı Okkan döneminde!

 

Yokluğunda yaşananlar Okkan’ın yaptıklarının önemini ortaya koymuştur!

 

Habur’da kurulan çadır mahkemeleri, 29 Ekim’de sınırdan geçişine izin verilen eli kanlı katiller! Meslek odası, sendika ve demokratik kitle örgütü kisveli bölücü aşkın depreşmesine şaşırmamak gerekirdi bu ortamda!

 

AÇILIM saçmalığı tüm bu olanların üzerine tüy dikti!

 

Özgürlük, demokratikleşme ve başka kutsal kavramlarla soslanmış ad değişiklikleri ibretliktir!

 

Tunceli’de Dersim’le başlayan furya Diyarbakır’da Diyarbekir ve Amed’le ete kemiğe büründü!

diyarbakirin_amed_olmasi_icin_kampanya_h47986_baf6a

Bir şeyleri tabelaya yazmak çok kolay, o yazdıklarınızın anlamını kavramak da gerekli!

Tunceli’ye Dersim demeye başlamak eşkıyayla bir olmaktı oysa! Böyle anılmak bir yana DERSİMCİLİK yükselen değer oldu! Öyle ki, Cumhuriyet’i kuran partinin önderi bile bu aşka tutulmaktan alıkoyamadı kendisini!

 

Seyit Rıza namlı feodal artığı inine gömen Cumhuriyet Gümüş Kapısı anlamına gelen Dersim’e boşuna Tunceli dememişti!

 

Diyarbekir bölgeye yerleşmiş bir Arap boyundan kaynaklanan addı. Amed’se Kürt çağrışımı yapan bir diğer adıydı kadim kentin! Bugün her iki adı taşıyan spor kulübü adını spor alanlarında duyuruyor.

bir-zamanlar-diyarbekir8d9b64c973469488767366936ddf588d

Gerçekten de bir zamanlarda kalması gereken ad…

Atatürk, tüm bunları bir yana bırakarak Diyarbakır adını koydu bu tarihsel kentimize! Eşsiz tarihsel ve kültürel derinliğin gereğiydi. Bir yerlere ad verirken kimi zaman yeraltı varlıklarını da anımsamanın iyi olabileceğinin örneğiydi!

 

Yer adları da ulus-devlet ruhuna uymalıydı!

 

Şimdi anlayabildik mi acaba Okkan’ın neden aramızdan alındığını?

 

Diyarbekir ve Amed üzerinden bölücülüğe, ayrılıkçılığa şans tanımayan Okkan özgün kişiliği ve tutumuyla bölgeyi Türkiye’ye sıkı sıkıya yapıştırırken zora değil sevgiye başvurmuştu!

 

Bölücü, etnikçi ve emperyal odakları bundan daha fazla kızdıracak bir başka gerekçe olabilir miydi?

 

Okkan güleryüzüyle bizleri izlemeyi sürdürüyor! Bizler de onu izlesek iyi ederiz!

 

 

Posted in

Yorum bırakın