Seçimlere geri sayımla birlikte her seçimde kendisini gösteren bel altı vuruşlar hız kazandı! Bunların sıradan olanlarına alıştık da örneğin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç SOYER’e yöneltileni son derece özgün ve bir o kadar da iğrenç ve ÇAĞDIŞI!
Tunç Soyer’in babası Nurettin Soyer üzerinden vurduğunu sanmak akla gelebilecek pek çok sıfatı hak eden iğrenç bir yaklaşımdır.
Her şeyden önce Nurettin Soyer’in ne kendisinin ne de ailesinin başını önüne eğmesini gerektirecek meslek yaşantısı olmamıştır. Tersine, hukukun rafa kalktığı darbe dönemlerinde askeri bir hukukçu olarak hukuka nefes aldırdığı, iyi ki hukuk var dedirttiği belgeyle kanıtlıdır. Hatta, günümüzün kapıkulu olma meraklısı hukukçuları onun bundan 40-50 yıl önce sergilediği yiğit hukuksal duruşlardan hisse çıkartabilirlerse iyi ederler.

Nurettin Soyer’in geçmişini önce çarpıtıp sonra da bu çarpıtmayla evladına suç payı çıkartanın öncelikle ruh sağlığı denetlenmeli. Sağlamsa savcılar harekete geçmeli!
Gelelim suçun babadan oğula geçmesine!
Mezopotamya, Hint ve Çin gibi kadim toplumlarda bir hata ya da kusurdan ailenin sorumlu tutulması söz konusu olabilmiştir. Unutulmasın ki, bunun söz konusu olduğu toplumlarda hırsızın eli kesilmekte, göz çıkaranın gözü çıkartılmaktaydı. Tam bir KISASA KISAS hukuku söz konusuydu. Kabaca günümüzden 3-5 bin yıl öncesinden söz ediyoruz.
Durum böyleyken, XXI. Yüzyılda babadan yola çıkıp evladı sorumlu tutmak ve üstüne üstlük bunu suç varsayımıyla ve oy avcılığı adına yapmak yapan için de bunu yapanla aynı soluğu alıp veren, aynı sudan içen, aynı toprağa basan bizler için de utanç verici bir durumdur.
Böylesi bir çağdışılığı içimizde barındırmış olmamız bizleri düşündürmelidir. Düşünmek yetmez! Bu çağdışılık nasıl olup da dile gelmiştir? Bunun hesabını da kendi kendimize sorma yükümlülüğümüzü hiç ama hiç unutmamalıyız!
Görüldüğü ve anlaşıldığı kadarı ile bu akıl almaz barbarlık toplumdan hak ettiği yanıtı almış değildir.
Bu dehşet verici durum “Suç babadan oğula geçmez, oğuldan babaya yürümez!” türünden beylik açıklamalarla geçiştirilemeyecek denli vahimdir.
Siyaseti salı günlerinin Hacivat Karagöz atışmalarına indirgeyenlerden bu önemli konuda ses vermelerini beklesek çok şey mi istemiş oluruz?

Yorum bırakın