Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nda Kabotaj’ın yasal güvence altına alınmasında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş hukuk normlarıyla tanışmasında eşsiz katkıları olan Mahmut Esat Bozkurt’u saygıyla analım.

Mahmut Esat adı Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, kol kanat gerenler ve devrimleri yapanlar listesine altın harflerle yazılmayı hak eder.

Kuşağının tüm vatanseverleri gibi aklınıza gelebilecek tüm görevleri üstlenmiştir.

Mondros’la prangaya vurulan ve yıkıcı Sevr’e hazırlanan Anadolu’da Milli Mücadele’nin çoban ateşi yakıldığında, Mahmut Esat İsviçre’de hukuk öğrenimi görmektedir. Ben hukukçu olacağım, bana ne demek yerine hızla Anadolu’ya döner arkadaşı Şükrü Saraçoğlu ile birlikte. O yıllarda tarifeli gemi seferleri olmadığı için İtalya’da ambarına saklandıkları bir yük gemisiyle Rodos üzerinden Anadolu’ya geçerler. Kuvayı Milliye saflarına katılırlar.

Savaşın bitimiyle sıra asıl uzmanlık alanına gelir Mahmut Esat’ın. Altı yüz yıllık Osmanlı döneminde çağdaş hukuk adına Mecelle’nin ötesine geçemeyen normları çağdaş ölçütlerle Türk hukuk ortamına taşıyarak başdöndürücü bir devrimin altına imza atanların başında gelir Atatürk’le birlikte.

Yapılacaklar biter mi?

Genç Cumhuriyet’in uluslar arası mahkemedeki savunmanı olur. Bir Türk bir de Fransız gemisi Türk karasularında çarpışmıştır. Fransız gemisi Lotus kazayı hasarla atlatırken Türk gemisi batmış ve 8 kişi ölmüştür. Fransız kaptan tutuklanarak cezaevine konur. Fransızlar Osmanlı döneminden kalma rahatlıkla genç Türkiye Cumhuriyeti’ni dize getireceklerini sanırlar. Karşılarında Mahmut Esat vardır. Eşsiz bir hukuk başarısı ile taçlandırır Türk Hukuk Devrimi’ni. Kimilerinin milliyetçilik ve hatta faşistlik kaynağı saydıkları Bozkurt soyadını bu davaya borçludur. Çünkü batan Türk gemisinin adıdır Bozkurt.

Bir de anı!

On yıl kadar önceydi. İzmir’de bölgenin Evrim Tarihi’yle ilgili bir etkinliğe katılmıştım. Fen Fakültesi Öğretim Üyesi bir uzman konunun biyolojik yönünü görseller eşliğinde doyurucu biçimde sunmuştu. Sırada bölgenin sosyal evrimi gibi lastikli bir başlık vardı. İzmir’in tanınmış arkeologlarından birisi sözü alınca neye uğradığımı şaşırmıştım.

Mahmut Esat’ın soyadından yola çıkarak kendisine FAŞİST yaftasını yapıştırması birkaç dakikasını almıştı.

Şaşkın ve öfkeli ve bir o kadar da çaresizdim. Bu yazıda dile getirdiğim bilgilerden yoksundum.

Yoksa, oracıkta ağzının payını vermek, haddini bildirmek hiç de zor değildi.

Gezi rehberliği de yapan söz konusu kişinin bu bilgilerden yoksun olması uzak olasılıktı. İzleyicilerin bilisizliğinden yararlanmıştı o gün Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet’in yüzakı Mahmut Esat’a saldırırken.

Cumhuriyet’i kuranların, Devrimler’i yapanların ve karanlıktan çıkan Türkiye’yi çağdaşlıkla tanıştıranların yüce anısına saygıyla…

Posted in ,

Yorum bırakın