Geçmişte de önemi vurgulanırdı vitamin ve benzerlerinin. Bugünkü gibi ayrıntıya inmek söz konusu değildi.

Günümüzde endüstrinin etkisiyle vitamin ve benzeri maddelerin kullanımı daha fazla özendirilir oldu. Bunların kullanımına ilişkin protokoller oluşturuldu. Bu protokollerin gerekliliği tartışılmaz izlenimi yaratıldı. Bu alanda da sağlığın başka pek çok yanında olduğu gibi abartı üst düzeyde.

Örneğin, yağda eriyen vitaminlerin vücutta birikimi söz konusuyken suda eriyen vitaminlerin böyle bir risk taşımadığı, fazlasının vücuttan atılabildiği hemen herkesin erişebileceği bilgi oldu. Suda eriyen vitaminler fazla alınsa da bedenden kolayca atılabileceği için keseye zarar dışında sorun yaratmazdı.

Sinir dokusu için gerekli olan B6 vitaminiyle ilgili bir çalışmanın sonuçları yukarıdaki yerleşik bilgiyi temelinden sarsabilecek türden.

B6 vitamini fazlalığının tıpkı eksikliği gibi sinir dokusu sorunlarına yol açabileceği; denge bozukluğu sonucu düşmelere ve dolayısı ile ileri yaş gruplarında kalça kırıklarına neden olabileceği öne sürülmekte.

Norveç kaynaklı bu çalışmada fazla B6 vitamininin östrojen reseptörlerini bloke ettiği ve bu yolla östrojen etkinliğini engelleyerek osteoporoza ortam yarattığı düşünülmektedir.

B6 Hipervitaminozu’na bağlı her iki durumun da kalça kırığı sıklığını artırması olasıdır. Bu da bugüne dek çok bilinmeyen ve dolayısı ile göz önüne alınmayan bir durumdur.

Benzer özendiriciliğin son yıllarda D vitamini üzerinden de yürütüldüğü gözlemleniyor. Başka vitamin ve enzimlerin de bu tüketime konu olacağını öngörmek hiç de zor değil.

İnsanları bilgilendirme olanaklarının arttığı çağımızda buna koşut olarak yanıltmanın da kolaylaştığı akıldan çıkartılmamalı. Gazete, televizyon ve sanal ortam gibi kitle iletişim araçlarında yer alan her bilgiye sorgulamaksızın ya da doğrulamaksızın kapılmak parasal zararın yanı sıra bedensel zarara yol açabilir.

Bu yazıya konu olan ezber bozma olasılığı yüksek olan çalışmanın da hiç kuşkusuz ayrıntılandırılmaya ve daha fazla irdelenmeye gereksinimi vardır. Bir örnektir ve önemsenmelidir.

Beslenme sorunu söz konusu olunca akla ilk gelen açlıktı. Günümüzde aşırı beslenmenin de bu listeye eklendiği görülüyor.

Vitamin ve enzim gibi dışarıdan bedene giren maddelerin de aşırılık kapsamında değerlendirilmesi doğru olabilir.

İronik olan, bu kapsamdaki sorunun beslenme eksikliği yaşamayan, sosyo- kültürel düzeyi görece yüksek insan grubunu etkilemesidir.

Üstüne para vererek hasta olmak bu olsa gerektir!

Ceyhun Balcı

10.09.2019

Not : Scientific American popüler bilim dergisinin Eylül 2019 sayısında yer alan bir yazı bu yazıya esin kaynağı oldu.

Posted in

Yorum bırakın